Sayın Cumhurbaşkanının gezilerine, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay başkanlarının katılmaları doğru olmamıştır.
Demokrasinin olmazsa olmazı, Yasama, Yürütme ve Yargı erklerinin fren ve denge mekanizmasıyla birbirlerinden ayrılığı ve bağımsızlığıdır.
Anayasamıza göre, partisiz ve tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı bu konumda değildir.
Sn. Erdoğan’ın; “Türkiye’de sistem fiilen değişti. Şimdi yapılması gereken bu fiili durumun Anayasal olarak kesinleştirilmesidir.”
“… ama kuvvetler ayrılığı denilen olay varya, o geliyor sizin önünüze engel olarak dikiliyor…”
“… Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karara uymuyorum. Saygı da duymuyorum…” şeklindeki düşünce açıklamaları.
Yeni Başbakan Yıldırım’ın “sevdan sevdamız, davan davamız, yolun yolumuzdur.”
Adalet Bakanı Bozdağ’ın; “Ak Parti Tayyibin partisidir. Kurumsal olarak varoldukça Tayyibin partisi olmaya devam edecektir.”
AKP sözcüsü Ömer Çelik’in; “liderimiz Erdoğandır. Liderimizle aramızda bir milim mesafe yoktur.”
Beyanları karşısında, Cumhurbaşkanının partisiz ve tarafsız olduğunu öne sürmek olanaklı değildir.
Ülkede, yeni anayasa, başkanlık sistemi, fiili durum, partili Cumhurbaşkanlığı, salvolarının gündemden düşmediği bir ortamda yüksek yargı organları başkanlarının geziye katılmaları ve Erdoğan’a alkış tutmaları doğru olmamıştır.
Tarlada birlikte çay toplamak, her halde devletin resmi bir törenine katılım değildir.
“… geçmişte yargıya güven yüzde yetmiş idi, şimdi otuzlara düştü….” saptamasında bulunan yüksek yargı başkanlarının yargının saygınlığını koruma anlayışıyla kendi söz ve davranışlarında daha özenli olmaları gerekir.
Yaşanan tablo, Hukuk devleti, Erkler ayrılığı ve Demokrasi adına üzüntü vericidir.
Türk Hukuk Kurumu Başkanı
Av. Yaşar Çatak