Venedik Komisyonunun tespitleri ve ilkeler:
1)Toplam üye sayısı 13 olan HSK’nın, “tabii üyeler” (Adalet Bakanı ve Bakan Yardımcısı) dahil, 6 üyesi, tarafsız olmayan (siyasi parti başkanı olan) Cumhurbaşkanı tarafından atanan kişilerdir (prg. 13, 34). Geriye kalan 7 üye ise, genel seçimler Cumhurbaşkanı seçimi ile aynı tarihte yapıldığı için, Cumhurbaşkanını seçen çoğunlukla oluşan TBMM tarafından seçilmektedir (prg 13).
2) HSK’nın 8 “yargsal üyesi” siyasi görevlendirmedir. Zira, 4 yargısal üyeyi Cumhurbaşkanı atamakta; diğer 4 yargısal üyeyi de, Cumhurbaşkanını seçen çoğunluğun oluşturduğu TBMM seçmektedir. Dolayısıyla, uluslararası standartlar açısından, söz konusu 8 üye, gerçek anlamda “yargısal üye” sayılamazlar. Söz konusu 8 üyeye Adalet Bakanı ve Bakan Yardımcısı da eklenince, 13 üyeli HSK’nın 10 üyesinin yürütme organına bağlı olduğu ortaya çıkar. Bu durum, yargı organı üzerinde güçlü bir siyasi baskı oluşturur (prg 118).
3) Avrupa standartlarına göre, HSK gibi kurulların üyelerinin en az yarısı yargıç olmalı ve kendi düzeylerindeki meslektaşları tarafından seçilmelidir. Avrupa’da, üyelerinin çoğunluğunun doğrudan veya dolaylı olarak Cumhurbaşkanı tarafından atandığı / belirlendiği tek örnek HSK’dır (prg 36).
4) AİHM’ye göre, demokratik ülkelerde yargıçlar, hukuk devletini ve yargı bağımsızlığını savunurlar (prg 38).
5) TBMM’nin HSK üyesi olarak seçeceği 3 Yargıtay ve 1 Danıştay üyesinin aday olmak için TBMM Başkanlığına başvurması bağımsızlık açısından sakıncalıdır (prg 39).
6) Adalet Bakanının HSK’da üye olarak yer alması, güçler ayrımı, HSK’nın bağımsızlığı ve sonuçta adil yargılanma hakkı bakımlarından sakıncalıdır (prg. 49, 54). Bu sakıncaların en somut örneği, HSK Başkanı olarak hâkim ve savcılar hakkında denetim, araştırma, inceleme ve soruşturma yapılmasına veya inceleme ve soruşturma yapılmasına yer olmadığına ilişkin işlemlere olur vermektir (6087 s.lı HSK K. Md. 6/2(ç)) (prg 52, 100). Diğer bir somut örnek ise, Bakan Yardımcısının, yargıç ve savcıların atanma ve nakilleriyle ilgili Birinci Dairede üye olması ve oy kullanmasıdır (HSK K. Md. 8/1(a) ve 9/1)) (prg 56- 57)
. 7) Avrupa standartlarına göre, HSK gibi kurullarda yürütme organından gelen, Adalet Bakanı ve Bakan Yardımcısı gibi tabii üyeliklere yer yoktur (prg. 58).
8) HSK üyelerinin görev süreleri güvence altına alınmamıştır; tekrar seçilebilmeleri ise, bağımsızlıkları açısından sorunludur (prg. 59-61). Üyelerin bağımsızlıkları açısından diğer bir sorun da, üyelikten çekilmeye davet edilebilmeleri ve üyeliklerine son verilmesiyle sonuçlanabilecek disiplin soruşturmasından bağışık olmamalarıdır (HSK K. Md. 37) (prg 64).
9) Türkiye’de yargıçlar ve savcılar aynı statüdedir. Avrupa standartlarına göre, yargıçlar ve savcılar farklı statülerde olup, kurulları da ayrıdır (prg 66, 68, 70). 2
10) HSK’nın bir görevi de Teftiş Kurulu eliyle yargıçları ve savcıları denetlemektir. Yargıçların ve savcıların ”hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarını uyup uymadığı”nın denetlenmesi de bu kapsamdadır (AY md 159/9) (HSK K. Md. 14/4(a)) (prg 76).
11) “İcaba uygun olup olmamak”, yargıçların yargısal işlevleriyle değil, idare hukuku kapsamında, idarenin kamu yararını sağlamaya yönelik değerlendirmeleriyle ilgilidir ve yargıçların, icabı hale uygun olmadıkları için görevlerine son verilmesi hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz (prg 76, 80).
12) AY Md 159/10 uyarınca HSK kararları, meslekten çıkarma cezası hariç, yargıya götürülememektedir (prg 84). Avrupa standartları ise, benzer kurulların kararlarının tamamının yargıya götürülmesini öngörür (prg 86).
13) Teftiş Kurulunun müfettişlerinin görevlerinin, Kurul ve Adalet Bakanlığı arasında geçişli ve değiştirilebilir olması (HSK K. Md. 15/(3)) yargısal bağımsızlıkla, yürütme organının denetim yetkisi arasında bir denge kurulmadığını göstermektedir. Söz konusu geçişlilik ve değiştirilebilirlik, bir yandan, yürütme organına müfettişlerin denetimini etkileme olanağı verirken, diğer yandan da müfettişleri, yürütme organının beklenti ve tercihleri doğrultusunda hareket etmeye yöneltir (prg. 109).
14) Teftiş Kurulunun, Adalet Bakanının “gözetiminde” görev yapması (HSK K md. 14/(2)), yargıçlar ve savcılar hakkında açılacak soruşturmaların fiilen yürütme organının denetimi altında olacağı anlamına gelir (prg. 112).
15) Demokratik toplumlarda yurttaşların temel hak ve özgürlükleri, hukuk devleti ilkesine saygı göstermekle korunabilir. Yargı bağımsızlığı ise, hukuk devleti ilkesinin özüdür. Bu da ancak, yürütme ve yasama organlarından bağımsız olan bir yargıçlar ve savcılar kurulu ve dengeli ve denetimli bir güçler ayrımının varlığı ile sağlanabilir (prg 83, 115, 119). Venedik Komisyonunun tavsiyeleri:
1) HSK üyelerinin en az yarısı yargıçlardan ve savcılardan oluşmalı, bu üyeler, kendi düzeylerindeki meslektaşları tarafından seçilmeli ve olabildiğince cinsiyet, azınlık ve çoğrafi bölge çeşitliliği sağlanmalıdır (prg 31, 41, 71, 117, 120).
2) Yargıç ve savcıların HSK’ya üye seçilme sürecinden Cumhurbaşkanı ve TBMM çıkarılmalıdır (Cumhurbaşkanının şekli nitelikteki atama işlemleriyle ilgili yetkileri muhafaza edilebilir) (prg 120).
3) Adalet Bakanı ve Bakan Yardımcısı HSK bünyesinden çıkarılmalıdır. HSK Başkanı tarafsız olmalı, özellikle de, yargıç ve savcılar hakkında yürütülecek inceleme ve soruşturmalara olur verme yetkisi bulunmamalıdır (prg 58,120).
4) HSK’nın bütün kararlarına karşı yargı yolu açık olmalıdır (prg 86, 120).
5) HSK üyeleri ikinci defa görev yapmamalı ve 4 yıllık görev süreleri ve işlev dokunulmazlıkları güvence altına alınmalıdır. Ayrıca, işlevleriyle ilgili olmayan nedenlerle üyeliklerine son verilmesinin önlenmesi için, disiplin soruşturması açma ve üyeliğe son verme nedenleri belirlenmeli ve sınırlanmalıdır (prg 59, 61, 64-65, 120).
6) HSK’nın her iki Dairesi içinde ve Teftiş Kurulunda yargıçlar ve savcılar için iki aynı bölüm oluşturulmalıdır. Yargıçlarla ilgili bölümde yargıçlar; savcılarla ilgili bölümde ise, savcılar çoğunlukta olmalıdır. Bölümlerde karar alma tıkanıklığının 3 yaşanmaması için üye sayısı tek sayıdan oluşmalı veya olası tıkanıklığı aşacak önlem düşünülmelidir (prg. 70, 121).
7) HSK’nın üye sayısı arttırılmalıdır (prg. 73, 120). Yargıç ve savcı olmayan üye adaylarından siyasi bağı açık olanların HSK üyesi olmaları engellenmelidir (prg 120). Yargıç ve savcı olmayan üye adayları için, TBMM tarafından seçilmeden önce Barolar ve Üniversiteler, adaylar arasında ön eleme yapabilmelidir (prg 47, 120).
8) HSK’nın asıl görevi, yargıçların ve savcıların denetlenmesi değil, yargı sisteminin ve yargıçların bağımsızlıklarını korumak olmalıdır (prg. 76). Bu bağlamda, AY Md. 159/9’da yer alan “denetim” terimi yerine, yargıç ve savcıların kontrol altında tutulmaları olarak yorumlanamayacak başka bir terim bulunmalıdır. Ayrıca, ”hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığı” deyimine dayanarak, yargıç ve savcıların görev sürelerine siyasi uygunluk temelinde son verilmesine olanak tanınmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır (prg 81, 121).
9) Teftiş Kurulunun, Adalet Bakanı yerine tarafsız bir HSK üyesinin “gözetiminde” görev yapması yönüne gidilmelidir (prg 112).
10) Müfettişlerin görevlerinin, Teftiş Kurulu ile Adalet Bakanlığı arasında geçişli ve değiştirilebilir olmasını önlemek için iki kurum arasında belirgin bir ayrım yapılmalıdır (prg. 109, 121). M.Ö.