“ANDIMIZ”
22 03 2021
1) Millî Eğitim Bakanlığı, ilköğretim kurumları ile ilgili yönetmeliğin 12. maddesinde yer alan “öğrenci andı” ile ilgili maddeyi 2013 yılında kaldırmış, Türk Eğitim-Sen, uygulamanın sonlandırılmasına ilişkin olarak Millî Eğitim Bakanlığı aleyhine iptal davası açmıştır.
2) Danıştay 8. Dairesi 2018 yılında “öğrenci andı”nı kaldıran yönetmeliğin ilgili maddesini iptal etmiştir. Millî Eğitim Bakanlığı bu kararı İdarî Yargılama Usulü Kanunu’nun 28. maddesi uyarınca 30 gün içinde uygulaması gerektiği halde “and”ı okutmaya başlamayarak hukuka aykırı davranmıştır.
3) Millî Eğitim Bakanlığı Danıştay 8. Dairesinin verdiği iptal kararı aleyhine temyiz yoluna başvurmuş, Danıştay İdarî Dava Daireleri Kurulu da bu kararı 13 Mart 2021 tarihinde bozmuştur.
4) Danıştay İdarî Dava Daireleri Kurulunun bozma kararına karşı İdarî Yargılama Usulü Kanununun geçici 8. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu halen açıktır.
5) Danıştay 8. Dairesinin kararında da belirtildiği gibi “andımız”ın dayanağını oluşturan ilkelerde bir değişiklik olmadığı gibi toplumsal değer yargılarımızın da değişmesi mümkün değildir. “Öğrenci andı”nı kaldıran idari işlemin kaldırılış gerekçesi ve hangi kamu yararı saikiyle işlemin tesis edildiği belli değildir. Kaldı ki, davalı Millî Eğitim Bakanlığının “andımız”ın kaldırılmasının demokratikleşmenin gereği olduğu ve pedagojik olarak ilköğretim çağındaki çocuklar için uygun bulunmadığı şeklindeki savunmasını teyit edecek – idare tarafından yaptırılmış – pedagojik formasyon ilkelerini değerlendiren bir inceleme ve araştırma bulunmamaktadır.
6) “Andımız”da yer alan ilkeler Anayasamızdaki kavram ve ilkelerdir. 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu’nun 2., 10. ve 23. maddeleri; Atatürk İlke ve İnkılâplarına, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, Türk milletinin millî, ahlâkî, insanî, manevî ve kültürel değerlerini benimseyen genç nesiller yetiştirmeyi, millî eğitimin temel amacı olarak düzenlemekte, Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğini esas almaktadır. Kanun; her Türk çocuğuna iyi bir vatandaş olabilmek için gerekli olan alışkanlıkları kazandırmayı, onu millî ahlâk anlayışına uygun olarak yetiştirmeyi de amaç ve görevleri arasında saymaktadır.
7) Anayasa’nın 66. maddesine göre Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür. Atatürk, milli beraberliğimizin önemini vurgulamak için “Ne Mutlu Türk Olana” değil, “Ne Mutlu Türküm Diyene” demiştir. Bu kavram; Türk ırkını veya herhangi bir etnik kökeni yücelten veya bir diğerini dışlayan bir ifade içermemektedir.
8) İdarenin haklı bir sebebe dayanmadan yerleşmiş, istikrar kazanmış uygulamalardan vazgeçmesi düzenli idare ve eşitlik ilkesine aykırıdır. Kaldı ki söz konusu yönetmelikte “evrensel değerler içinde millî kültürün öğrenilmesine önem verilir” hükmü bulunmaktadır.
9) Türk inkılâbının hem temel hem de bütünleyici ilkelerinin somutlaşmış olarak yer aldığı “Andımız”ın asıl vurgusu; yurdumuzu, milletimizi çok sevmek ve Ulu Önder Atatürk’ün açtığı yolda yürümektir. Yeni yetişmekte olan genç kuşaklara birkaç cümle ile insanlık sevgisi, gelişmenin, ilerlemenin önemi, vatana-millete bağlılık öğretilmekten öte hissettirilmektedir.
10) “Andımız”ı her sabah aynı heyecan ve coşkuyla okuyarak yetişecek genç nesillere ihtiyacımız olduğu bugünlerde; bizlerin görevi, yeni nesillere bu vatanın nasıl kurtarıldığını, Cumhuriyetin nasıl kurulduğunu ve “andımız”daki her bir kelimenin arkasındaki derin anlamı anlatmaktır.
11) Atatürk’ün gençlere emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti’nin vazgeçilmez olan ilkeleri kaldırılmaya ve tartışılmaya kapalıdır. Bu nedenledir ki Türkiye Cumhuriyeti’nin simgesi olan “Andımız” bu ilkeleri yaşatmaya devam etmelidir.
VARLIĞIMIZ TÜRK VARLIĞINA ARMAĞAN OLSUN,
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!