Ana SayfaArşivMakalelerTERÖRLE MÜCADELE HEPİMİZİN GÖREVİDİR

TERÖRLE MÜCADELE HEPİMİZİN GÖREVİDİR

Prof. Dr. Türk:

“Terör ve terörizmle mücadele, yalnız Türk Silâhlı Kuvvetleri ve güvenlik güçlerinin değil, hukuk devletinin kuralları içinde  hepimizin  görevidir. Türk milletinin hiçbir bireyi bu mücadelenin dışında kalamaz; hiç kimse bu mücadeleden dışlanamaz. Gün, ulusal birlik günüdür.”

Irak’ın kuzeyinde terör örgütü PKK ile mücadelede 12 askerimizin şehit olması dolayısıyla TBMM’de AKP, MHP, İyi Parti ve Saadet Partisi gruplarının ortak, CHP Grubunun ayrı bir bildiri yayınlaması dolayısıyla eski Devlet, Millî Savunma ve Adalet Bakanı  Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, yazılı bir açıklama yaptı:

Türkiye, 1984’ten bu yana Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Devlete karşı isyan eden, bazen başka bölgelerdeki şehirlerimizde de suikastlar düzenleyen bölücü, ayrılıkçı silâhlı terör örgütü PKK ile mücadele ediyor. PKK saldırıları, çoğu zaman örgütün üslendiği komşu ülkelerin dağlarından, mağaralarından geliyor. Türk Silâhlı Kuvvetleri, terör örgütünü etkisiz hâle getirmek için gerektiğinde sıcak takip hakkını kullanarak  Irak’ın kuzeyinde, Suriye ve İran’ın sınır bölgelerinde Dicle Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Pençe Kartal gibi adlarla askerî harekât yapıyor. Zaman zaman ateşkes dönemlerine girilse de PKK baskınlarında ya da örgüt militanlarıyla çarpışmalarda binlerce askerimiz, güvenlik görevlimiz, köy korucumuz  şehit oldu;  PKK saldırıları nedeniyle on binlerce sivil vatandaşımızı  kaybettik. PKK, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaptığı baskınlarla birçok köy ve kasabayı yaktı, yıktı. Bölgenin birçok insanı evini, tarlasını, mezrasını bırakarak yurdumuzun başka bölgelerine göçmek zorunda kaldı. Bölücü terör, Türkiye’nin bölgedeki kalkınma hamlelerini de sekteye uğratan bir engel oldu.

Terörle mücadele, terör ve terörle mücadeleden doğan zararların karşılanması, terörizmin finansmanının önlenmesi, terörün sona erdirilmesi ve toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesi  ile ilgili özel kanunlarımız var. 

Terörü önlemek  için gösterilen bunca çabaya, verilen bunca mücadeleye karşın PKK’nın bazen KCK gibi değişik adlarla 40 yıldan beri varlığını sürdürebilmesi, öncelikle  militan toplamak, finansman sağlamak için yurt içinde ve dışında uyguladığı zorlama yöntemlerinden kaynaklanmaktadır. Bunun yanında ABD gibi bazı sözde müttefiklerimizin DEAŞ gibi başka terör örgütleriyle mücadele bahanesiyle, gerçekte Ortadoğu’yu kontrolleri altında tutmak hesabıyla PYD gibi PKK uzantısı örgütlere sağladıkları  para ve silâh yardımı da önemli bir emperyalist destek oluşturmaktadır.

Bütün bu özellikleriyle teröre karşı mücadele, Türkiye için yaşamsal bir sorun, günlük siyasal tartışmaların ötesinde partiler üstü bir konu niteliğindedir.   Sorun, –Anayasa’mızın 3. maddesindeki ifade ile– Türkiye Devletinin ‘ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün’ olarak kalmasıdır. Bunun için yapılması gereken, hangi etnik kökenden olursa olsun bütün insanlarıyla halkımızı birleştiren ortak bir mücadeledir. Ülkemizin güvenliği buna bağlıdır. Terör ve terörizmle mücadele, yalnız Türk Silâhlı Kuvvetleri ve güvenlik güçlerinin değil, hukuk devletinin kuralları içinde  hepimizin  görevidir. Türk milletinin hiçbir bireyi bu mücadelenin dışında kalamaz; hiç kimse bu mücadeleden dışlanamaz. Gün, ulusal birlik günüdür.”