Birinci Dünya Savaşı sonrasında, Mondoros Ateşkesi ve ardından gelen Sevr Antlaşması ile Osmanlının egemenliği sonlanmış, vatan topraklarının neredeyse tamamı emperyalist devletler tarafından paylaşılmıştır.
Mustafa Kemal ve arkadaşlarının, halkla birlikte gerçekleştirdiği Ulusal Kurtuluş Savaşı, başarı ile sonuçlanınca, Mudanya Ateşkesi, 24 Temmuz 1923’de de LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI imzalanmıştır.
Büyük Atatürk’ün bilgi ve onayıyla imzalanan LOZAN ANTLAŞMASI’yla, Türkiye’nin başarılı bir sonuç aldığı, zamanın ve günümüzün, hemen tüm otoritelerince onay görmüştür.
Türkiye’de de, vicdan sahibi, gerçeğe gönlü açık her yurttaş, Lozan’da masaya oturanların o antlaşmanın hakkını verdiği inancıyla bugüne değin, Atatürk’ün, İsmet Paşa ve arkadaşlarının hakkını takdir etmişlerdir.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan’da, gerek Başbakan, gerekse Cumhurbaşkanı olarak 29.09.2016 günlü Muhtarlar Toplantısı’na değin, Lozan Barış Antlaşmasına aykırı bir görüş açıklamamıştır. Ancak, anılan konuşmadaki Lozan değerlendirmesi kabul edilebilir değildir.
Gerçek odur ki; Lozan Barış Antlaşması; ülkemizi parçalayan, bağımsızlığımızı yok eden Sevr’in karşıtıdır. Ulusal Kurtuluş Savaşımızın zafer tacıdır. Bu değerlendirme asla bir yutturmaca olarak nitelendirilemez.
Mondoros ve Sevr’le çöken Osmanlının yerine, özgür-bağımsız Türkiye, Lozan’da uluslararası resmî kimliğini elde etmiştir.
Çağdaş-uygar her yurttaşın, bu gerçeğe sahip çıkma görevi vardır.
Av. Yaşar Çatak
Türk Hukuk Kurumu Başkanı