Kurumumuz Üyesi Prof Dr. Hikmet Sami Türk’ün yazılı açıklaması :
“Yeni tip koronavirüs salgını (Covid – 19), bütün insanlığı tehdit eden büyük bir küresel felâkettir. Dün geceki rakamlar, şimdiye kadar dünyada 1.650.210 olay, 100.376 ölüm; Türkiye’de 47.029 olay, 1.006 ölüm olduğunu gösteriyor. Henüz etkili bir ilâcı olmayan koronavirüsün yayılmasını önlemek için uygulanan başlıca tedbir, insanlar arasında bulaşmaya yol açabilecek temasları azaltmak, sosyal mesafe koymak olarak özetlenebilir.
İçişleri Bakanlığı’nın büyükşehir statüsündeki 30 ilin valisi ile Zonguldak valisine gönderdiği genelge ile il sınırları içinde bulunan tüm vatandaşlarımız için 48 saat süre ile sokağa çıkma yasağı konması ve bazı ek tedbirler alınması talimatını vermesi de bu doğrultudadır. Bu tedbirler, İl İdaresi Kanunu’nun 11. maddesinin (C) fıkrası ile Umumî Hıfzıssıhha Kanunu’nun 27 ve 72. maddelerine dayanmaktadır. Aykırı davrananlar hakkında Umumî Hıfzıssıhha Kanunu’nun 282. maddesi uyarınca idarî para cezası, suç işleyenler hakkında Türk Ceza Kanunu’nun ‘Bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbirlere aykırı davranma’ ile ilgili 195. maddesinin uygulanması öngörülüyor.
İçişleri Bakanlığı’nın talimatı doğrultusunda yapılan işlemler, valiler ve il umumî hıfzıssıhha meclislerince ayrı ayrı alınan kararlarla iki aşamada uygulamaya konuyor. Bu süreci basitleştirmek gerekir. Yeni tip koronavirüs salgını, 48 saat içinde geçecek bir pandemi değildir. Dünyada ve Türkiye’de hız kesmeden yayılmaya devam eden, şimdiye kadar dünya genelinde yüz binden, bizde binden çok insanın ölümüne neden olan küresel bir felâket karşısındayız. O nedenle merkezî idare ve yerel yönetimler ayrımı yapmaksızın, Devletin bütün olanaklarını seferber eden, tüm vatandaşlarımızın aktif desteği ve işbirliğiyle yürütülen, topyekûn savaş niteliğinde uzun soluklu bir mücadelenin verilmesi zorunludur.
Yapılması gereken, daha fazla gecikmeksizin, Anayasa’nın ‘tehlikeli salgın hastalık’ hâlini de kapsayan 119. maddesine göre Cumhurbaşkanı tarafından 31 ilde veya ülke genelinde üç ay süre ile olağanüstü hâl ilân edilmesi ve TBMM’nin onayına sunulması, gerektiğinde bu sürenin aynı şekilde uzatılmasıdır. Bu yapıldığı takdirde tehlikeli salgın hastalık durumunda alınması gereken tedbirlerle ilgili ayrıntılı hükümler içeren Olağanüstü Hâl Kanunu da uygulanmaya başlayacaktır. Yetmezse koronavirüse karşı alınacak yeni tedbirler için Anayasa’nın 119. maddesine göre TBMM’nin onayına tâbi Cumhurbaşkanlığı kararnameleri de çıkarılabilir. Böylece uygulamanın da Meclis tarafından denetlenmesi söz konusu olacaktır. Her durumda TBMM’nin devreye girmesiyle koronavirüse karşı verilen mücadele, artan bir güç kazanacaktır.”
(11.4.2020)