Kurumumuz Üyesi Prof Dr. Hikmet Sami Türk’ün yazılı açıklaması :
“13.3.2018 tarih ve 7102 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’la tanınan olanakla 24 Haziran 2018 günü birlikte yapılan milletvekili genel ve Cumhurbaşkanı seçimi öncesinde bazı partiler arasında iki seçim ittifakı oluşturuldu:
Bir tarafta Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) arasında kurulan Cumhur İttifakı’na sonradan Büyük Birlik Partisi (BBP) de katıldı. Diğer tarafta Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İyi Parti (İyiP), Saadet Partisi (SP) ve Demokrat Parti (DP) arasında kurulan Millet İttifakı. Her iki ittifakın da birbirine yakın anlamlarda iki sözcüğü ittifak adı olarak seçmeleri, halkın ve milletin desteğini kazanmak amacıyla açıklanabilir.
Bu seçim ittifakları, özellikle Cumhur İttifakı çeşitli konularda birlikte hareket etmek ve ortak tutum belirlemek suretiyle kalıcı ittifak özelliği kazanmaya başladı.
Siyasî partilerin iktidar olduklarında uygulayacakları programları, ülke ve dünya sorunları hakkındaki görüşleriyle ilgili açıklamalar yapmaları doğaldır. Bu arada rakip partiler olarak birbirlerini de eleştirebilirler. Fakat bütün bunlar, yerleşmiş demokratik gelenekleri olan ülkelerde nezaket kuralları içinde, hakaretamiz bir üslûp kullanmadan, siyasî atmosferi gerginleştirmeden yapılır.
Oysa Türkiye’de böyle olmuyor. Cumhur İttifakı partilerinin genel başkanları, her vesile ile veya vesile yaratarak, üstelik siyasî nezaket kurallarıyla bağdaşmayan bir üslûpla Millet İttifakına, özellikle CHP’ye çatmayı bir itiyat hâline getirdiler. Bu arada MHP Genel Başkanı Bahçeli, Millet İttifakını kafiyeli bir sözcükle ‘Zillet İttifakı’ olarak adlandırıyor. Türk Dil Kurumu’nun yayımladığı Türkçe Sözlük’te Arapça kökenli ‘Zillet’ karşılığı olarak ‘Hor görülme, alçalma’ yazıyor. Eğer siyasî partiler birbirleri veya oluşturdukları ittifaklar hakkında bu tür aşağılayıcı kafiyeli sözcükler kullanmayı bir mücadele yöntemi hâline getirirlerse, zengin bir dil olan Türkçe’de Cumhur İttifakı hakkında da bu tür kafiyeli bir sözcük bulmak zor değildir. Ama siyasî tartışmaların bu mecraya dökülmesi çok yanlıştır.
Millet İttifakı hakkında ‘Zillet’ terimini kullanmak, Türk Medenî Kanunu’nun 24 ve 25. maddelerine göre kişilik haklarına saldırı, Türk Borçlar Kanunu’nun 49-51. maddelerine göre haksız fiildir. Bu maddelerde saldırı veya haksız fiilin tespitine, tehlikenin önlenmesine, maddî ve manevî tazminat ödenmesine yönelik çeşitli hukuk davaları öngörülmüştür.
İşin ceza hukuku yönüne gelince; Millet İttifakını ‘Zillet İttifakı’ olarak kötülemek, Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesine göre hakaret suçunu; Millete ‘Zillet’ demek ise aynı Kanun’un 301. maddesine göre ‘Türk Milletini … alenen aşağılama’ suçunu oluşturur.
Deneyimli bir politikacı olan, özellikle Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesinde cezalandırılması öngörülen suç konusunda duyarlı olması beklenen Bahçeli’nin bunları bilmemesi düşünülebilir