KONU:I ŞİRKET BORÇLARININ BELEDİYENİN VERGİ PAYLARINDAN KESİLMESİ
1-27.11.2024 günlü R.G. de yayınlanmış 9161 sayılı CB Kararıyla 14 yılı aşkın bir süredir yürürlükte olan 15.3. 2010 günlü BKK değişiklik yapılmış, belediye şirketlerinin borçlarının da belediyelerin merkezi yönetim bütçesi vergi paylarından kaynağından kesinti yapılması suretiyle tahsil edilmesi uygulaması getirilmiştir.
Bu tarz bir değişiklik yapılmasına konuya ilişkin 5779 sayılı Kanun hükmü de (maalesef) olanak tanımaktadır.
Bu uygulama Sayıştay tarafından da önerilmiştir.
2-Bununla birlikte sözü edilen yasa hükmünün yıllar sonra birdenbire uygulamaya sokulması anlamlı bir durumdur.
Bu uygulama belediyeleri güç duruma düşürecek, belediye başkanlarını kendi bütçelerini bile yönetemez hale getirecektir.
Böylesi bir ortamda belediye başkanlarının belediyenin asli tüm mali iş/işlemlerini bir yana bırakması ve öncelikle şirket borçlarını takip etmeleri gerekecektir.
Belediyelerin yıllık bütçelerinde öngörülmüş faaliyetlerini ve yıllık performans programlarını gerçekleştirmesi olanaksız hale gelecektir.
Belediye başkanının görev ve yetkilerine fiilen el konulmaktadır.
3-Diğer yandan belediye şirketleri belediye tüzel kişiliğinin dışında özel hukuk tüzel kişileridir.
Şirketler; belediyelere doğrudan bağlı/organik bütünlük içinde olan kuruluşlardan değildir.
Şirketlerin vergi/SGK borçlarının süresinde ödenmesi konularında yetkili ve sorumlu organları bulunmaktadır.
Şirketler yerine borçların belediye üzerinden tahsili halinde şirket yetkililerinin görev/sorumlulukları belediye başkanı tarafından üstlenilmiş olacaktır.
Şirket borçlarının paylardan kesinti yapılarak ödenmesi uygulaması belediyelerde yasal ve muhasebe ilkeleri yönünden bazı önemli sorunlara yol açacaktır.
Zira Belediye Kanunu’na göre belediyelerin şirketlerine bile borç verme yetkileri yoktur.
Sermayesinin tümü belediyeye ait olmayan şirketlerde belediyeler, diğer ortakların da borçlarını ödemiş olacaktır.
Ayrıca ödemelerin muhasebeleştirmesi kolay değildir.
Yukarıda belirtilen nedenlerle konuya ilişkin düzenlemeler hukuka açıkça aykırılık oluşturmaktadır.
4- Öte yandan belediye ve bağlı şirketlerin vergi ve SGK borçlarının tahsili için ilgili resmi kurumlar tarafından sözü edilen Karar öncesinde yeni bir tahsilat süreci başlatılmıştır.
Kamu hizmeti anlayışı ve kamu hizmet gerekleri yönünden; bu sürecin sonuçlarının beklenilmesi, elde edilecek sonuçlara göre hareket edilmesi gerektiği açıktır.
Ancak tersine yaklaşımla yıllardır dokunulmamış yasa hükmü ilk kez uygulamaya sokulmuştur.
Belediyelerin büyük bir bölümünün CHP tarafından kazanıldığı dönemde ilk kez getirilmiş bu uygulama, kamuoyunda haklı olarak tepkilere yol açmış, Kararın siyasal amaçlarla ve CHP belediyeleri iş yapamaz duruma düşürmek amacıyla alındığı kanısının oluşmasına yol açmıştır.
Yukarıda belirtilmiş nedenlerle Kararın yeniden gözden geçirilmesinde yarar olduğu düşünülmektedir.
Konu: II BELEDİYELER TARAFINDAN KREŞ VB. KURUMLARIN AÇILMASINA İLİŞKİN MEVZUAT
1-5216 sayılı BB Kanunda (Md.7) büyükşehir ve ilçe belediyelerine “…çocuklara yönelik her türlü sosyal ve kültürel hizmetleri yürütmek, geliştirmek ve bu amaçla sosyal tesisler kurmak…“ görevleri verilmiştir.
Diğer yandan 657 sayılı DMK (madde 191) ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu (Md.30) uyarınca belediyelerin (işveren sıfatıyla) istihdam etmekte oldukları memur ve işçilerin çocukları için çocuk bakımevi/bakım yurdu açma görevleri vardır.
Belediye Kanunundaki belediyelerin okul öncesi eğitim okulu açma yetkisi düzenlemesi 2007 yılında AYM tarafından iptal edilmiştir.
2-Konuya ilişkin ikincil mevzuat olarak; Bakanlar Kurulu, MEB veya Aile, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıklarınca yayınlanmış ve halen yürürlükte olan altı adet yönetmelik olduğu görülmektedir.
Bu yönetmelikler aşağıya çıkarılmıştır.
-Kamu Kurum ve Kuruluşlarınca Açılacak Çocuk Bakımevleri Hk. Yönetmelik (BKK)
-MEB Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Yönetmeliği,
-MEB Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme “
-MEB Özel Öğretim Kurumları “
-AÇSGB Özel Kreş ve Gündüz Bakımevleri “
-AÇSGB Gebe ve Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Yurtlarına Dair Yönetmelik,
2-Bakanlar Kurulu Kararıyla ve 6331 sayılı İş Güvenliği Kanununa dayalı olarak AÇSGB tarafından çıkarılmış yönetmeliklerde kurumların öncelikle kendi personel çocukları için açılacak çocuk bakımevi/bakım yurdunun kuruluş ve işleyiş esasları düzenlenmiştir.
Kapasitenin uygun olması halinde diğer kurum personel personelinin çocukları da bakımevine alınabilmektedir.
Çocuk bakımevi/bakım yurtlarının açılışlarındaki inisiyatif tümüyle resmi kuruluşlara bırakılmıştır.
Açılışları için ayrıca izin alınması gerekmemektedir.
Kurumlara sadece (uygun yerde) açtıkları bakımevlerini bildirme vb. yükümlülüğü getirilmiştir.
Aile, Sosyal Politikalar Bakanlığınca yayınlanmış olan Özel Kreş ve Gündüz Bakımevleri Yönetmeliğinde belediyeler tarafından açılmış kreşler kapsam dışında bırakılmıştır.
3-Sonuç olarak; yukarıda sözü edilen mevzuat gereğince belediyelerin: Çocuklara yönelik her türlü sosyal ve kültürel hizmetleri yürütmek, geliştirmek bağlamında kreş, çocuk bakımevi vb. tesisleri kurabilecekleri, bu amaçla konu ile ilgili bakanlıklar olan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından veya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından ayrıca izin almalarına gerek olmadığı; MEB alınacak izin doğrultusunda belediye şirketleri aracılığıyla okul öncesi eğitim kurumu da açabilecekleri değerlendirilmektedir.
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.