Ana SayfaArşivMakalelerLOZAN, KALICI BİR ANTLAŞMADIR

LOZAN, KALICI BİR ANTLAŞMADIR

Kurumumuz Üyesi Prof. Dr.Hikmet Sami Türk’ ün  yazılı açıklaması :

 

      “TBMM Başkanı Şentop’un geçerli bir belgesi olmayan bir söylentiye dayanarak  böyle bir yorum yapması hayret vericidir. Başka birisi tarafından yapılmış olsaydı üzerinde durmaya değmeyen bu yorum, onu dile getiren insanın TBMM Başkanı olması nedeniyle önem kazanmaktadır.    

      24 Temmuz 1923 günü imzalanan Lozan Barış Antlaşması, Türkiye Devletinin uluslararası siyasî ve ekonomik bağımsızlık senedi, toprakları üzerindeki egemenliğini belgeleyen tapu senedidir. Eksikleri daha sonra Türkiye’nin Boğazlar üzerindeki egemenliğini tam olarak kuran 20 Temmuz 1936 tarihli Montreux Boğazlar Sözleşmesi gibi başka uluslararası sözleşmeler veya 1939’da Hatay’ın Türkiye’ye katılması gibi siyasî gelişmelerle tamamlanmıştır. Lozan Barış Antlaşması 98, Montreux Boğazlar Sözleşmesi 85 yıldan beri yürürlüktedir.

        Lozan Barış Antlaşması’nın –onu imzalayan İsmet İnönü’nün ağzından uydurulmuş bir söze dayanarak– ‘geçici bir çözüm’ olduğu, ‘kalıcı bir çözüm olmadığı’ iddiasını öne sürmek, 98 yıl sonra tartışmayı yeniden başlatmak demektir. Lozan’ı ‘geçici bir çözüm’ diyerek tartışmaya açmak, Türkiye’nin yüksek menfaatleri ile bağdaşmayan bir davranıştır. Böyle bir yorumun TBMM Başkanı gibi yüksek bir mevkide bulunan bir kimse tarafından yapılması, iç ve dış  politikası Anayasa’da yazılı ‘yurtta barış, dünyada barış’ ilkesine dayanan Türkiye’nin emelleri hakkında  uluslararası toplumda  şüphe uyandıracak niteliktedir. 

      Konunun başka bir yönü, Lozan Barış Antlaşması’nın kazanımlarına sahip çıkmaktır. Lozan Barış Antlaşması’nın 12. maddesine göre; Ege Denizinde Asya sahilinden üç milden az mesafede bulunan ve Antlaşma’da başka bir hüküm olmadığı için Türkiye’nin egemenliği altında kalması gereken 18 ada, 2004 yılından  bu yana Yunanistan’ın işgali altında bulunmaktadır. AKP iktidarı, Yunanistan’ın yarattığı bu  fiilî duruma seyirci kaldı. Söz konusu adalarda 12. maddede öngörülen duruma dönülmesi konusunda bir girişimde bulunmadı. Şimdi sormak gerekir: İktidarın  bu tutumu, 12. maddeyi  ‘geçici bir çözüm’ olarak görmesinden mi kaynaklanıyor?”

(19.12.2021)