23 07 2021
LOZAN ANTLAŞMASI’NIN 98. YIL DÖNÜMÜ KUTLU OLSUN
Bugünü Yönetim Kurulu üyemiz Av. Şule Nazlıoğlu Erol’un yazısının bir bölümü ile kutluyoruz.
“Eğer Lozan olmasa Kurtuluşun askeri zaferi siyasi bir zaferle sonuçlanamayacak, savaş yorgunu Anadolu ikinci silahlı mücadeleye girişmek zorunda kalacak ve bu durum iç cephede kırılmalara neden olacaktı. Tarih ve talihin Mustafa Kemal’in yanında olduğunu söyleyebiliriz. Lozan’ın küresel konjonktürden etkilendiği bir gerçektir. Özellikle İngiliz ekonomisinin zayıflaması, İrlanda İç Savaşı ve Amerikalı bankerlerin İngiliz maliyesinden borçlarını geri istemesi sonucu yeni bir savaşı göze alamaması da Lozan’ın kısa sürede toplanması ve kesintiye uğramasına rağmen devam etmesinde önemli rol oynamıştır. O nedenle askeri zaferin 10 ay sonra siyasi zafere tahvil edilebilmesi dış konjonktürün de bir sonucu olmuştur. Bu sonuç, 100 yıl sonra bugünkü varlığımızı borçlu olduğumuz görkemli bir başarıdır.
Bu görkemli başarı günümüzün yeminli Atatürk ve Cumhuriyet düşmanları ile aklı 1918 mütareke İstanbul’unda kalan mandacıların anlayamayacağı değil, anlamak istemeyeceği kadar büyüktür. Onlar Lozan’a kin ve nefretle saldırmaya; Lozan’ı bir “hezimet” olarak göstermeye devam edeceklerdir.
Kurtuluş kazanılmasaydı, Lozan imzalanmasaydı, Cumhuriyet kurulmasaydı, Sevr yürürlükte kalıp jeopolitik çöküş yaşanmış olsaydı bugün bu satırları zaten yazamıyor olurdum. Hayatta kalmayı başaran ailelerin devam olan nesillerin pek çoğu İstanbul’a, İzmir’e, Adana’ya pasaport ile gidebilirdi. Şeriat ile yönetilen monarşik bir sultanlık olarak demokrasi ve serbest seçimlerden uzak bir dünyada yaşıyorduk. İstanbul’da İslam halifesi ile Fener’deki papaz ekümenik Ortodoks Patriği sıfatıyla İngiliz ve Fransızların bir kuklası olarak emperyalizmin emrinde teopolitiği, jeopolitik emrine sunuyor olurdu. İslam halifesi emperyalizm isteklerine göre fetva veren, yurt içinde cami yapmak için bile hegemonların iznini isteyen bir konumda olurdu.
Anadolu’nun ortasında sıkışıp kalmış yarı-sömürge Osmanlı Sultanlığı, sakat bırakılmış, iğdiş edilmiş donanması, ordusu ve jandarması ile kendini savunmaktan aciz, dış güçlerin insafında hayatta kalmaya devam etmeye gayret ederdi. Şüphe olmasın ki 1880’li yıllarda İngiltere Başbakanı Gladstone’un vasiyeti gerçekleştirilmeye çalışılırdı. Şöyle demişti; “Türkler insanlığın insan olamayan numuneleridir. Onları Asya steplerine geri sürmeli veya Anadolu’da yok etmeliyiz.”
Milli ekonomiden bahsetmek olmazdı. Küresel sermayenin köleleştirdiği, sanayileşmenin durdurulduğu, tarımın, verimli madenlerin, akarsuların emperyalizm emrine girdiği, iç pazarın tamamen yabancı malların istinasına uğradığı bir devletçik !
Lozan’ın 98. Yıl dönümünde başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bize kurtuluş, kuruluş ve devrimini armağan edenlerin önünde saygı, takdir ve şükranla eğiliyorum.”
Türk Hukuk Kurumu
Yönetim Kurulu