Ana SayfaArşivBasın DuyurularıKurumumuzun Önceki Başkanlarından YEKTA GÜNGÖR ÖZDEN'NİN Yazısı Gidiş

Kurumumuzun Önceki Başkanlarından YEKTA GÜNGÖR ÖZDEN’NİN Yazısı Gidiş

Gidiş

27 Kasım 2017

Bir yere gideceğimiz yok. AKP’li belediye başkanlarının gidişinden de değil ülkemizin bir yerlere götürülme çabasından söz etmek istiyoruz. AKP genel başkanı Bay RTE‘nin 2019 hazırlıklarıyla 2023’te yapacağı dönüşüm çalışmaları hepimizi ilgilendiren olumsuz olasılıklar içermektedir. Cumhuriyetin kuruluş felsefesine ve devrimci atılımlarına karşı görüş ve amaçlarıyla tutum ve davranışları, özetle “gidiş”leri belirginleşen AKP’lilerin iç ve dış siyasetlerindeki çelişkiler ve tutarsızlıklar son Suriye toplantısıyla ortaya çıkmıştır. İstifa ettirilmesi günler süren Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek‘in “Ümmetin reisi” dediği RTE‘nin anayasal konumundaki çelişkiler düşündürücüdür. Andındaki tarafsızlığı (Anayasa mad. 103), ulusun birliğini temsili (Anayasa mad. 104/2) ile bağdaşmayan parti genel başkanlığı, partizan çıkışlarıyla olumsuzluklarını artırmaktadır. MHP Genel Başkanı D. Bahçeli’nin çok yadırganarak eleştirilen dönüşleriyle desteklediği durum hiç de iç açıcı değildir. Bahçeli’nin güvenirliğini yitirdiği izlenen tutumu, söylediklerinin tersine konuşmaları, karanlığın koyulaşmasını engellemek yerine yoğunlaşmasına neden olmaktadır.

BELİRTİLER

Yaşam güçlükleri birbirine eklenmekte, ağırlığını her gün pekiştirerek nice sorunlara yol açmaktadır. Geçim koşulları ağırlaşmış, sağlık ve güvenlik konularında yitikler ve endişeler artmıştır. İyiye giden bir şeyi göstermek olanaksız duruma gelmiştir. “Lâfla peynir gemisinin yürüyemediği” daha iyi anlaşılmıştır. Her gün her şeye zam, iktidarın şatafatlı yaşam koşullarıyla yandaşlarına sağlanan destek ve olanaklar, milletvekili ve danışman ödenek ve aylıkları, özellikle RTE sarayının giderleri tepkileri gündeme getirmiştir. İşsizlik, işten çıkarmalar, iflâslar, kiralık ve satılık taşınmazların boyutu ürkütücü düzeydedir. Sanki lâik cumhuriyetten intikam, öç alınıyor. İntikam, hukukdışı, kendi hak alma eylemi olarak kınanan bir durum. Ancak, 1911 Balkan Savaşı’nda Harbiye öğrencileri sol ellerinin bileklerine “intikam” sözcüğünü koydurmuşlardı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucularına yönelik kötü söz ve eylemler, karşıtların birbirine destekleriyle azgınlık göstermektedir.

AKP’lilerin eski dostları Barzani konusundaki şimdiki sözleri ve Suriye geçişleriyle güncel gerçekleri ve sorunları ötelemeleri olanaksızdır. Gidişin kötülüğünü gördüklerinden parti içi önlemler ve yukardan gelen uygulamalarla çözüm bulmaya çalışmaktadırlar. Nasıl iyi insanlık, iyi ahlâk olmadan iyi dindarlık olmazsa iyi düşünmeden, iyilik istemeden de barış ve erinç olmaz. AKP toplumsal barışa ve ulusal dayanışmaya önem vermemekte, partizanlık ve lâik cumhuriyet karşıtlığıyla yol almaya çabalamaktadır. Bu yolun sonu kopkoyu karanlıktır, yıkımdır.

KİŞİSEL GÖRÜŞ

“Bay RTE’yi parti genel başkanı olarak tanıyorum. Cumhurbaşkanı olarak tanımıyor ve kabûl etmiyorum. Tutum ve davranışlarıyla partizanlığı nedeniyle bir türlü “Cumhurbaşkanı” diyemiyorum. Tarafsızlığı ve ulusal birliği temsil olgu ve yükümlülüklerine ters düşen açık taraflılığı, andına aykırı konumu, bana göre cumhurbaşkanlığının gerekleriyle, Anayasal tanımıyla bağdaşmamaktadır. Anayasal gerekler, kişisel eğilimlerin üzerindedir. Bir partinin genel başkanı, ayrımsız tüm halkın (cumhurun) temsilcisi olamaz. Başkalarının olsa da benim cumhurbaşkanım olamaz. Anayasa’ya aykırı durum, partizan çoğunluğun oylarıyla, tartışmalı halkoylamasıyla yürürlüğe konulmuştur” diyen bir yurttaş çıksa haksız mı olur? Düşünmeye değer.

Bozulmalar mutlaka düzeltilecek, ulusal egemenliğe dayalı, onun üstünde yükselen gerçek demokrasinin, gerçek cumhuriyetin yaşama geçtiğinin tadı duyulacaktır. Nitekim yanlışlarını ve yanılgılarını anladılar ya da 2019 hazırlıkları için yararlı saydılar ki 23 Kasım’da Kara Harp Okulu diploma töreninde olduğu gibi Bay RTE “Atatürk ortak değerimizdir” diyerek yeni Atatürkçüler içinde öne çıkmaya başladı. İçtenlikli mi, değil mi ayrı. “Takiye” değilse “İki ayyaş” sözünden sonra ilginç bir dönüşüm. Dil temizliği, duygu ve düşünce temizliğini yansıtır. Karşıtlarına eleştirilerindeki sertlik kuşku veren bir çizgidedir. Eğitimden ekonomiye giderek artan olumsuzluklar, onca kişinin gözardı edilip Reza Zarrab‘ın özgürlüğü telâşı, ABD ile uzaktan restleşme kabadayılıkları siyasetin kara bulutları olasılıklarını duyurmaktadır.

Kaynak :http://turkhukukkurumu.org.tr/administrator/index.php?option=com_content&view=article&layout=edit