Adam olmak
Mevki, makam, unvan, rütbeyle, yetki, akçalı güç ve mal varlığıyla övünerek, kimi tanınmış kişilere öykünerek, siyasal yandaşlık ve yakınlıkla böbürlenerek dolaşanlara rastlanmakta, şımarıklık ve terbiyesizlikle neden oldukları çirkinlikler yazılıp konuşulmaktadır. Dalkavukluk (argoda yağcılık), şakşakçılık, yılışıklık ve çıkarcılıkla kimilerinin yanından ayrılmayan, yanlışlara “Doğru” diyen düşüklüklerle tiksinti duyuranları toplum ibretle ve nefretle izlemektedir.
Ün için, para, için, değişik yararlar ve beklentiler için kişiliklerini yitirenler, yaraşır olmadıkları yerlerde görülebilir. Ya siyasal bir destekle ya da saptanması güç bir yol, yöntem ve araçla umulmadık biçimde koltuğa otururlar, oturtulurlar. Kısa zamanda, iplikleri pazara çıkar. Üstlendikleri görevi kotarıp başaracak yetileri yoktur. Kimileri makam ve sıfatlarına bağlanan “Kâzip şöhret” denilen aldanışlarla tanındıklarından kendilerinden çok şey beklenir ama olmayan şey verilemez. Umulmadık davranışlarla, kimi gösterilerle, kavgayla kendini benimsetmeye çalışır ama “foyası” ortaya çıkar.
Siyasette, ticarette, sanatta, sporda, eğitimde ve üzülerek ekleyelim ki yargıda bu tiplere rastlanır. Görev giysisini nasıl kullanacağını, ne zaman susup konuşacağını bilmeyen, söylediğinin ayırdında olmayan kurum temsilcileri de çıkmıştır. Görev yerini poz verme katı sananlar da olmuştur. Devlet görevlisi olarak her yönden inan, güven ve saygıya yaraşır nitelik ve durumda bulunmak, adam olmanın başlıca koşuludur. Diplomayla, unvanla, oturulan katla adam olunmaz. İnsanlık değerleriyle uygunluğu, topluma katkıları ve örnek davranışlarıyla adam olunur. Nice deyim ve atasözünün konusu olan “adamlık” seçkin ve onurlu kişiliğin adıdır.
DURUM
Siyasal kesimden yükselen bozuk sesler ne durumda olduğumuzu, nasıl olabileceğimizi gösteriyor. Ağız dalaşında başı çeken AKP genel başkanı her fırsatta karşıtlarına çatmaktan geri kalmıyor. Siyasetin dilinde incelik, anlam, kişilere ve değerlere saygı, topluma güven verecek sıcaklık yok.
“Okumuş” denilenlerden kimi milletvekillerine, kimi yöneticilere, kimi üniversite öğretim üyelerine bakınız. Konuşmalarına, yaşam biçimlerine, tutum ve davranışlarıyla, kimden ve nelerden yana olduklarına. Üzülürsünüz. Yargıdakilerden kimilerine de. Ulusu temsil konumunda bulunanlardan beklenen özenle, duruşla ve tutumla ilgilerinin düzeyi üzecek ve düşündürecektir.
Yasama organından yükselen iktidar kükremeleri insanı kaygılandırıyor. 2023 ve 2053 hedeflerinin amaçları doğrultusundaki yapı olduğu, eğitim-öğretim uygulamaları, Atatürk’ü unutturma, Anayasa’nın ilk dört maddesini kaldırma saçma sözleriyle anlaşılıyor. İnsan yakınmadan duramıyor “Ne günlere, kimlere kaldık!” diyerek.
Kaynak:http://www.sozcu.com.tr/2017/yazarlar/yekta-gungor-ozden/adam-olmak-3-2041526/