ÖZLENEN BEKLENEN
Son yıllarda kurallardan kurumlara, kişiliklerden niteliklere, biçimlerden yapılara çok şey bozuldu, yıkıldı, yitirildi. Şimdi onarım, iyileştirme, düzeltme ve yeniden kazanma zamanıdır. Yoksa yeniden edinmek çok güç, hattâ olanaksızdır. Toplum bilincinin yavanlığı ve yanılgısı en sakıncalı durumdur. Tutucu, gerici, partizan tutum ve davranışlara olanak tanınırsa çelişkileri, aykırılıkları ve kötülükleri önlemek güçtür.
Hukukta, ekonomide, eğitimde, güvenlikte, sağlıkta, tarımda bir çok olumsuzluk yaşandı. Anayasa Mahkemesi kararını Adliye mahkemelerinin dinlemediği, yönetim ve yöneticilerle ilgili durumlarda yanlı kararların alındığı, siyasetin ve siyasetçilerin ağırlık ve etkisinin duyulduğu, yargının bağımsızlığının iyice yitirildiği tartışmalarının arttığı, uygulamalardan yakınıldığı, hukuk devletinden söz edilemez durumlara gelindiği eleştirileri yaygınlaştı. Oy için besleme, süsleme yöntemi izlendi. Demokrasi, içerik ve nitelik olarak değil, söz olarak dillerde dolaştı.
HUKUK
Hukuk devleti, hukukçu devleti değildir. Hukukun yaşama egemen olduğu, hukukçunun hukuku savunup koruduğu, her alanda etkin kıldığı, adaleti inan, güven, esenlik, mutluluk ve barış kaynağı yaparak bayraklaştırdığı devlettir. Gerçekten, adalet yaşam güneşidir. Artık çatışma, kavga, karalama, suçlama, aşağılama türü ilkellik ve yanlışlıkları yinelememek üzere iyice bırakıp hangi siyasal gömüşte olunursa olunsun tüm yurttaşların barış içinde yaşamayı yeğlemeleri, bunu bir insanlık sorumluluğu ve yükümlülüğü benimsemeleri gerekir. Özellikle “cumhur ittifakı birleşenlerinin sert, kaba, kötü ve abartılı konuşmaları bir daha duyulmamalıdır. Başta Anayasa Mahkemesi, yargının saygınlığını ve güvenirliğini önemli ölçüde yitirdiğine, gerçek savcı, yargıç ve üyelerin durumdan çok sıkılıp yakındıklarına ve üzüntü duyduklarına ilişkin duyumlar giderek arttı, büyüyüp yaygınlaştı. Adalet susuzluğuna katlanmak güçtür. En büyük onarım hukuk devleti konusunda yapılmalıdır. Ayrıştırma, karşıtlık ve dağınıklık üzerinde durulmalı, birleştirici, kaynaştırıcı ilkelere ve değerlere öncelik verilmelidir.
ANCAK
Giderek diktaya açık “tek adam” yönetimi “güçlü meclis” aldatmalı ve avutmalı oyalamalar, sakıncalı olasılıklara açıktır. Beklenen ve özlenen ufuk açılmamıştır. Özellikle işçi, çiftçi, dar gelirlilerle dincilerin ve kimi tacirlerin desteği ve Güneydoğu Anadolu soğukluğu dikkat çekici bir ağırlıkla ortaya çıkmıştır.
Muharrem İnce’nin çabalarını ve ona olan ilgiyi değersiz kılan olaylar üzücüdür. Yarınların kötü olasılıklarla kararmaması için hepimize büyük sorumluluk düşmektedir.
GÜZELLİKLER
Yaşamı çekilir kılmaktan öte çekici duruma getiren kimi güzellikler duygu ve düşünce gücünü artırıyor. SÖZCÜ gazetesinin ilân gelirinin %15’ini bir vakıf ve derneğe özgülemesi, halkımızın Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı, Türk Eğitim Vakfı gibi kuruluşlara yardımı mutluluk verici toplumsal güzelliklerdir. Bu arada Türk Hukuk Kurumu yeni yönetimin Anıt-Kabir Anı Defteri’ne yazdığı metni okurlarımızla paylaşmayı ayrı bir mutluluk nedeni sayıyoruz. Şöyle ki:
“Büyükler Büyüğü ATATÜRK’ ümüz,
Türk Ulusu’ nun yaşamındaki özgün yerinizin hepimize, her zaman duyurduğu övünç ve kıvançla korunup sürdüğü gerçeğinin mutluluğu ile doluyuz.
Kurtarıcı ve Kurucu olarak başardığınız atılımların ölçülemez değeri hepimizi gönendirmekte, yarınlara ilişkin umut ve çabalarımızı ateşlemektedir.
Sizin çağdaş ilkelerinizle temelini oluşturduğunuz Türk Devrimi’nin aydınlığı, tüm karşıtlıkların, değerbilmezliklerin karanlığını giderecek, kişiliğinize, adınıza ve eserlerinize yönelik kınanan olumsuzluklar giderilecektir.
Yargı bağımsızlığını vurgulayarak kurduğunuz demokratik, lâik hukuk devleti olan Cumhuriyetimiz, demokrasinin hukuksal yapısı ve adı olarak benimsenmiştir.
Türk Hukuk Kurumu’nun yeni seçilen Yönetim, Denetim ve Onur Kurulu üyeleri olarak size olan sevgi, saygı ve bağlılık duygularımızı sunuyor, her zaman izinizde ve sizinle olduğumuzu içtenlikle yineliyoruz. 21/5/2018
Avukat Yaşar ÇATAK
Türk Hukuk Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı
(25.06.2018