Kurumumuz Üyesi Prof Dr. Hikmet Sami Türk’ün yazılı açıklaması :
“İnfaz Kanunu’nun geçici 6. maddesinde 7242 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikle hükümlülere sağlanan olanak, –hükümlü çocukların koşullu salıveril-meden yararlanabilmeleri için iyi hâlli geçirmeleri gereken sürenin kısaltılması dışında– genel olarak iyi hâlli hükümlüler hakkında koşullu salıverilmeye kadar geçecek sürenin üç, dört yıl öne çekilmesi suretiyle uygulanmaya başlanan denetimli serbestliktir.
Koşullu salıverilme ve denetimli serbestlik uygulamalarının hukukî niteliği tartışmalıdır. Anayasa Mahkemesi, daha önce 21.12.2000 tarih ve 4616 sayılı ‘23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun’la getirilen düzenlemenin ‘şartla salıverilme niteliğinde olmayıp şartlı af niteliği ağır basan kendine özgü bir düzenleme’ olduğunu, bu Kanun’un ‘kimi kurallarının iptali istemiyle’ Anayasa’nın 152. maddesine göre 226 mahkemeden itiraz yoluyla gelen Anayasa’ya aykırılık başvurularını birleştirerek baktığı iptal davasında verdiği 18.7.2001 tarih ve E. 2001/4, K. 2001/332 sayılı Kararının gerekçesinde ifade etmişti.
Türk Ceza Kanunu, ‘Af’ kenar başlıklı 65. maddesinde şu tanımları vermektedir:
‘(1) Genel af hâlinde, kamu davası düşer, hükmolunan cezalar bütün neticeleri ile ortadan kalkar.
(2) Özel af ile hapis cezasının infaz kurumunda çektirilmesine son verilebilir veya infaz kurumunda çektirilecek süresi kısaltılabilir ya da adlî para cezasına çevrilebilir.’
7242 sayılı Kanun’la İnfaz Kanunu’nun geçici 6. maddesinde yapılan değişiklikle uygulanması öngörülen denetimli serbestlik ve koşullu salıverilme, 65. maddenin 2. fıkrasında tanımlanan ‘özel af’ niteliğinde düzenlemelerdir.
Anayasa’nın 87. maddesi uyarınca TBMM’nin görev ve yetkileri arasında ‘üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilânına karar vermek’ de yer almaktadır.
TBMM İçtüzüğü’nün 92. maddesine göre; ‘Genel veya özel af ilânını içeren tekliflerin Genel Kurulda kabulü, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile mümkündür. Gerekli çoğunluk, söz konusu tekliflerin afla ilgili maddelerinde ve tümünün oylanmasında ayrı ayrı aranır.’
Bu hükümlere göre İnfaz Kanunu’nun 30.3.2020 tarihine kadar işlenmiş suçlar hakkındaki yeni geçici 6. maddesinin özel af olarak en az 360 oyla kabul edilmesi gerekirdi. Oysa 7242 sayılı Kanun’un bu madde ile ilgili çerçeve 52. maddesi için böyle bir çoğunluk aranmadığı gibi; Kanun’un tümü de, TBMM Genel Kurulunda 330 milletvekilinin katılımıyla yapılan elektronik açık oylamada 51’e karşı 279 oyla kabul edilmiştir.
Bu durumda İnfaz Kanunu’nun 7242 sayılı Kanun’la değişik geçici 6. maddesi, öncelikle şekil bakımından Anayasa aykırıdır. Esas bakımından aykırılıklar, yine CHP Meclis Grubunun başvurusu üzerine ayrı bir iptal davası konusu olarak Anayasa Mahkemesi’nin gündemindedir.
Şekil bakımından aykırılık, geçici 6. maddenin özel af düzenlemesi olarak Anayasa’nın 87., TBMM İçtüzüğü’nün 92. maddesinde öngörülen beşte üç çoğunluk olan 360 oyla kabul edilmemesiyle ilgilidir. Anayasa’nın 148. maddesinin II. fıkrasına göre ‘Kanunların şekil bakımından denetlenmesi, son oylamanın öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı … ile sınırlıdır.’ 7242 sayılı Kanun hakkında şekil bozukluğuna dayalı iptal davası, yine aynı fıkrada öngörülen ‘Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren on gün’ içinde Anayasa’nın 150. maddesine göre TBMM’de ‘en fazla üyeye sahip iki siyasî parti’ grubundan biri olarak CHP Meclis Grubu tarafından açılmıştır Anayasa’nın 149. maddesinin IV. fıkrası uyarınca ‘Şekil bozukluğuna dayalı iptal davaları Anayasa Mahkemesince öncelikle incelenip karara bağlanır.’
Anayasa Mahkemesi’nin bu çerçeve içinde İnfaz Kanunu’nun geçici 6. maddesinde 7242 sayılı Kanun’la yapılan değişikliğin Türk Ceza Kanunu’nun 65. maddesi anlamında ‘özel af’ niteliğini göz önünde tutarak Anayasa’nın 87., TBMM İçtüzüğü’nün 92. maddesinde öngörülen beşte üç çoğunlukla, yani 360 oyla kabul edilmemiş olduğunu dikkate almaksızın; bir ‘infaz düzenlemesi’ olduğu gerekçesiyle CHP Meclis Grubu tarafından açılan davayı şekil yönünden reddetmesi yanlış ve Anayasa’ya aykırıdır. Esas hakkındaki iptal davasında böyle bir yanlışa düşülmemesi temenni edilir.”
(18.7.2020)