Ana SayfaArşivMakalelerİMAMOĞLU KARARI

İMAMOĞLU KARARI

 

Prof. Dr. Türk

 

İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nce bu gün verilen karar, 2023 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde Millet İttifakınca aday gösterilmesi olasılığı bulunan Ekrem İmamoğlu’nun önünü kesmeğe yönelik, kimin lehine sonuç doğuracağı belli olan bir karardır. Mahkemelerin  yargının bağımsızlık ve tarafsızlığını tartışmalı hâle getirecek karar vermekten kaçınması gerekir. Çünkü Devletin temeli olan adalet  mahkemelerin kararlarıyla tecelli eder. ”

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında bu gün (14 Aralık 2022) İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nce verilen 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası  verilmesi ve siyaset yasağı konması üzerine eski Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, yazılı bir açıklama yaptı:

“31 Mart 2019’da yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı (İBBB) seçiminin Yüksek Seçimi Kurulu (YSK) tarafından iptalinden sonra  23 Haziran 2019’da yeniden yapılan seçimi Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu, Cumhur İttifakı adayı, eski Başbakan Binali Yıldırım karşısında büyük farkla kazanmıştır. İmamoğlu, 30 Ekim 2019’da Strasbourg’da düzenlenen Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nde yaptığı konuşmada seçim döneminde kamu kaynaklarının iktidarın lehine kullanıldığını, iktidarın kampanya sürecinde toplumu bölen ve kutuplaştıran bir dil kullandığını ve seçimi YSK kararı ile kazanmak istediğini belirtmiştir. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 4 Kasım 2019’da İmamoğlu’nu kastederek ‘Avrupa Parlâmentosuna gidip şikâyet eden ahmak, bunun bedelini ödeyecektir’ demesi üzerine;  İmamoğlu,  aynı gün verdiği cevapta 31 Mart  seçiminin  iptali yüzünden  Avrupa’da ve dünyanın gözünde  düştüğümüz  duruma işaret ederek “31 Mart seçimini iptal ettirenler ahmaktır” demiştir. YSK Başkanı Sadi Güven’in yaptığı suç duyurusu üzerine açılan davada bu günkü karar verilmiştir. Karara karşı istinaf yolu açıktır.

Öncelikle YSK’nun 31 Mart 2019’da yapılan İBBB seçimini iptal eden  kararındaki çelişkiye işaret etmek gerekir. Mahallî İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun’un 19. maddesinin III. fıkrasına göre;  ‘Belediye başkanlığı, belediye meclisi üyeliği … seçimlerinde oy pusulaları aynı zarfa konur.’ İmamoğlu’nun kazandığı İBBB seçimini iptal eden YSK, aynı zarf içinde bulunan ve AKP adaylarının çoğunluğu kazandığı  İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi seçimine dokunmamıştır.  Bu çelişki, İmamoğlu’nun Başkanlığını iptal eden YSK kararının açıkça hukuka  aykırı olduğunu göstermektedir. Seçmenler, bu haksızlığı protesto eden tutumlarını 23 Haziran 2019 günü yapılan İBBB yenileme seçiminde İmamoğlu’nu  806.415 oy farkıyla  tekrar seçerek  ortaya  koymuştur.

YSK’nun 31 Mart 2019 İBBB seçimi ile ilgili yanlış uygulamasının eleştiril-mesi doğaldır. İmamoğlu’nun konuşmasını Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesinin 5. fıkrası anlamında ‘Kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı’ işlenmiş hakaret olarak kabul edip cezalandırmak doğru değildir. Çünkü İmamoğlu, ahmak sözcüğünü YSK üyeleri değil,  ‘31 Mart seçimini iptal ettirenler’ hakkında kullanmıştır. Bu konuşma İçişleri Bakanı Soylu’ya cevap olarak yapılmıştır.  Kaldı ki Türk Ceza Kanunu’nun Devletin kurum ve organlarını aşağılama suçu ile ilgili 301. maddesinin 3. fıkrasında şu hüküm yer almaktadır: ‘Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz’. Kamu görevi yapan organlar hakkındaki eleştirilerin değerlendirmesinde bu hükmü unutmamak gerekir.

Ekrem İmamoğlu hakkında İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nce bu gün verilen kararda Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesinin 1. fıkrasına göre siyaset yasağı konması, kararın ayrı bir boyutudur. Bu, 2023 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde Millet İttifakınca aday gösterilmesi olasılığı bulunan İmamoğlu’nun önünü kesmeğe yönelik, kimin lehine sonuç doğuracağı belli olan bir karardır. Mahkemelerin  yargının bağımsızlık ve tarafsızlığını tartışmalı hâle getirecek karar vermekten kaçınması gerekir. Çünkü Devletin temeli olan adalet, mahkemelerin kararlarıyla tecelli eder. Kanun yolları, ilk derece veya istinaf  mahkemelerince verilen yanlış kararların düzeltilmesi amacıyla öngörülmüştür. Bu, adalete olan güveni sağlayan bir sistemdir.”

(14.12.2022)