Yargıç ve savcı adaylarının belirlenmesinde görülen kadrolaşma amaçlı şeffaf olmayan, liyakati öteleyen MÜLAKAT YÖNTEMİ ile yargı bağımsızlığı daha ilk adımda çiğnenirken, 2016 YILI ADLÎ VE İDARÎ YARGI KARARNAMESİ ile binlerce yargıç ve Cumhuriyet savcısının görev yerleri değiştirilerek yargıçlık ve savcılık güvencesi yok sayılmıştır.
Şimdi de; istinaf mahkemelerinin yaşama geçmesi ile yüksek yargıda iş yükünün hafifleyeceği, bu nedenle daire ve yargıç sayısının azaltılması gereği öne sürülerek, yeni yasal düzenlemeye gidilmektedir.
İstinaf incelemesi yapacak Bölge Adliye Mahkemeleri Yasası 2004 tarihlidir. 20.07.2016’da faaliyete geçeceği de bilinmektedir. Ancak, 2011 ve 2014’de Yargıtay üye sayısı iki kat arttırılmıştır.
Yargıtay ve Danıştay üyelikleri Anayasal bir statüdür (Any. md.154-155) yargıç ve savcılar 65 yaşını tamamlayana kadar görevlerini sürdürmek durumundadırlar (Any. md.140).
Ayrıca, HSYK’na Yargıtay ve Danıştay’dan seçilen üyeler için de Anayasayla belirlenen 4 yıllık süre (Any. md. 159) dolmadan. Yasa geçici maddesi ile görev sonlandırması yapılamaz.
Anayasa’nın düzenlemeleri yanında, AİHM, yargıçların atanma ve görevden alınma usullerini, yargı bağımsızlığının ölçütü olarak kabul etmiştir.
Venedik Komisyonu da yüksek yargıçların topluca görevlerinin sonlandırılmasını -Anayasa değişikliği ile olsa bile- güçler ayrılığı ve hukukun üstünlüğü anlayışına aykırı görmektedir.
Yüksek mahkeme üyelerinin “toplu azil” le sıfırlanması darbe dönemi uygulamasıdır.
Getirilen düzenlemeye İstinaf (Bölge Adliye ve Bölge İdare) Mahkemelerinin yaşama geçeceği yazılı gerekçe olarak gösterilirken, asıl neden, iktidarın kendi oluşturduğu cemaat yapılanmasını yargıdan temizlemek olarak sunulmaktadır. Bu yapılırken de biatcı olmayan tüm üyelerin pasifize edilerek, vesayet altındaki HSYK üzerinden yüksek yargıda yürütmenin kontrolü kurulabilecektir. Tasarı, HSYK’nun yanında Yüksek Seçim Kurulu (YSK) yapısını da etkilediğinden seçim güvenliği ve sonuçlarının tartışılmasına özel, ek zemin hazırlayacaktır.
Yasa yapıcıları ve uygulayıcılarının bilmesi gereken; toplumun-ülkenin gereksiniminin, Hukuk Devleti, yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı, adil yargılanma hakkı ile yargıya güven olduğudur.
Türk Hukuk Kurumu Başkanı
Av. Yaşar Çatak