Ana SayfaArşivBasın DuyurularıİÇİŞLERİ BAKANLIĞININ YARDIM TOPLAMA GENELGESİ HAKKINDA GÖRÜŞÜMÜZ

İÇİŞLERİ BAKANLIĞININ YARDIM TOPLAMA GENELGESİ HAKKINDA GÖRÜŞÜMÜZ

03 04 2020

 

1.         Çin’de başlayan Koronavirüs (Covid-19) hastalığının Türkiye’de yayılması sonrasında birçok esnaf kepenk kapatmak zorunda kalmış,  vatandaşlarımızın bir bölümü de işlerinden çıkartılarak veyahut da ücretsiz izne ayrılmaya zorlanarak bu sıkıntılı süreçte gelirlerinden mahrum kalmıştır.

 

2.         Bu gelişmeler üzerine bazı belediyeler bağış için belediyelerinin hesap numaralarını paylaşarak mahalli düzeyde dayanışma kampanyaları başlatmıştır. 

 

3.         İki gün sonra İçişleri Bakanı 81 ile gönderdiği genelge ile yardım toplamanın usul ve esaslarının 2860 sayılı Yardım Toplama Kanununda düzenlendiği, bu kapsamda gerçek kişiler ve kurumların yetkili makamlardan izin almasının zorunlu olduğunu, mevzuatta yerel yönetimlerin bu izinden muaf olduğuna dair bir hüküm bulunmadığını belirterek kanuna aykırı yardım kampanyası başlatan kurum, dernek ve vakıfların ikaz edilmesi, ikaza rağmen kanuna aykırı olarak yardım kampanyasına devam edenler hakkında gerekli yasal sürecin başlatılması için talimat vermiştir. Ardından bağış için belediyelerin bildirdikleri hesaplar bloke edilmiştir.

 

4.         Dayanışma kampanyası başlatan bazı belediyeler ile bağış yapan vatandaşların bir kısmı İçişleri Bakanlığının genelgesine karşı yürütmenin durdurulması talepli iptal davası açmıştır.

 

5.         Genelgenin dayanağı olarak gösterilen 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu yardım toplamaya yetkili kişi ve kuruluşları, bunların hangi amaçla yardım toplayabileceklerini, yardımın toplanmasına, kullanılmasına ve denetlenmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektedir.

 

6.         2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’nun 3. ve 6. maddelerindeki hükümler uyarınca gerçek kişiler, dernekler, kurumlar, vakıflar, spor kulüpleri, gazete ve dergiler yetkili makamdan izin almak şartıyla yardım toplayabilirler. Cumhurbaşkanı kamu yararına çalışan dernek, kurum ve vakıflardan hangilerinin bu şarttan muaf olduğunu belirlemeye yetkilidir.

 

7.         2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’nun 2. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca bu Kanun’un kapsamı dışında olan bağış ve yardımlar belirtilmiştir. Bununla birlikte Kanun’un 31. maddesinde “Mevzuat hükümlerine göre bazı derneklere, vakıflara, meslek kuruluşlarına ve kamu kuruluşlarına tanınmış hak ve ayrıcalıklar saklıdır.” hükmü konularak diğer kanunlarla da yardım toplama yetkisi verilebileceği düzenlenmektedir. 

 

8.         Anayasanın 127. maddesi uyarınca mahalli idareler  il, belediye veya köy halkının mahalli müşterek ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla kuruluş amaçları kanunla belirtilen kamu tüzel kişileridir.

9.         Anayasanın 127. maddesi uyarınca merkezi idare, mahalli idareler üzerinde kanunla belirtilen esas ve usuller dairesinde “idari vesayet” yetkisine sahiptir. İdari vesayet yetkisi sınırlı ve istisnai bir yetkidir. Danıştayın müstakar içtihadına göre de vesayet yetkisinin hangi hususları kapsayacağının Kanunlarda açıkça belirtilmesi gerekmektedir.

 

10.       5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca belediyeler idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişileridir.

 

11.       8/5/1991 tarihli ve 3723 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan “Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı”nın 3. maddesi uyarınca: “Özerk yerel yönetim yerel makamların, kanunlarla belirlenen sınırlar çerçevesinde, kamu işlerinin önemli bir bölümünü kendi sorumlulukları altında ve yerel nüfusun çıkarları doğrultusunda düzenleme ve yönetme hakkı ve imkanı anlamını taşır”. Şart’ın 4. maddesi uyarınca da:  “Yerel makamlara verilen yetkiler normal olarak tam ve münhasırdır. Kanunda öngörülen durumların dışında, bu yetkiler öteki merkezi veya bölgesel makamlar tarafından zayıflatılamaz veya sınırlandırılamaz.”

 

12.       5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 14/a hükmü uyarınca belediyelerin mahalli müşterek nitelikte olmak şartıyla sosyal yardım yapması zorunlu görevleri arasında sayılmıştır.

 

13.       5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15/1-i hükmü uyarınca belediyelerin bağış kabul etme yetkisi bulunmaktadır. Nitekim Kanun’un 59/1-g hükmü uyarınca belediyenin gelirlerinden biri de “bağışlar” olarak açıkça düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 38/l hükmü uyarınca da şartsız bağışları kabul etme yetkisi belediye başkanına verilmiştir.

 

14.       5393 sayılı Belediye Kanunu bu hükümleri uyarınca belediye başkanı mahalli müşterek nitelikte olmak şartıyla sosyal yardım amaçlı bağış kabul etme hak ve ayrıcalığına sahiptir. 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu da 31. maddesiyle kamu kuruluşlarına diğer mevzuat hükümleri uyarınca bu nitelikte özel hak ve ayrıcalıklara cevaz vermektedir.

 

15.       Anayasa, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı, Belediye Kanunu ve Yardım Toplama Kanunu hükümleri ışığında İçişleri Bakanlığının yerel yönetimlerin izin almadan mahalli düzeyde dayanışma kampanyası başlatıp yardım toplayamayacağına ilişkin genelgesi açıkça hukuka aykırı olmuştur.

 

16.       Açıkça hukuka aykırı genelgeye dayanılarak dayanışma kampanyası banka hesaplarının bloke edilmesi sebebiyle belediyeler zorunlu görevleri olan sosyal yardımları yapamamakta, işinden ve gelirinden mahrum kalıp acil yardıma ihtiyacı olan vatandaşlar da bu yardımlardan mahrum kalmaktadırlar.

 

17.       Bu nedenle İçişleri Bakanlığının Genelgesi “uygulanmakla etkisi tüketilecek idari işlem” olup 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27/II hükmü uyarınca söz konusu genelgenin idarenin savunması alınmaksızın yürütmesinin durdurulmasına karar verilmelidir. 

 

Görüşümüz, ilgililerin ve kamuoyunun değerlendirilmesine saygıyla sunulur.

 

Türk Hukuk Kurumu

Yönetim Kurulu Başkanı

Av. Yaşar Çatak