Kurumumuz Üyesi Prof Dr. Hikmet Sami Türk’ün yazılı açıklaması :
“Bu işlem, 13 yıl önce kabul edilmiş bir kanun hükmüne dayandırılıyor. 20.2.2008 tarih ve 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun ‘Vakıf kültür varlıklarının devri’ kenar başlıklı 30. maddesindeki düşük cümlede yer alan bu hüküm şöyle: ‘Vakıf yoluyla meydana gelip de her ne suretle olursa olsun Hazine, belediye, özel idarelerin veya köy tüzel kişiliğinin mülkiyetine geçmiş vakıf kültür varlıkları mazbut vakfına devrolunur.’ Anayasa’nın ‘Mülkiyet hakkı’ ve ‘Kamulaştırma’ ile ilgili 35 ve 46. maddeleri ile 2. maddesindeki ‘hukuk devleti’ ilkesine aykırı olan bu maddede devrin hangi mazbut vakfa yapılacağı belirtilmemiştir.
Vakıflar Genel Müdürlüğü, siyasî iktidarın talimatıyla belirlenecek herhangi bir mazbut vakfa devir işlemini yapmaktadır.
Fakat Gezi Parkı, Vakıflar Kanunu’nun 30. maddesi kapsamına giren bir vakıf malı değildir. Dolayısıyla bu madde, Gezi Parkı hakkında uygulanamaz.
Gezi Parkı’nın Taksim’de bulunduğu yerde eskiden Topçu Kışlası vardı. Rumî takvimle 31 Mart 1325’te başladığı için tarihe ‘31 Mart Olayı’ olarak geçen, 13 Nisan 1909’daki ayaklanma bu Kışla’da başlamıştı. Ayaklanma, Selânik’ten gelen, 23-24 Nisan 1909 gecesi İstanbul’a giren Hareket Ordusu tarafından bastırıldı. Bu arada Kışla topa tutuldu.
1922’de bu alanda tahtadan tribünlerle Taksim Stadı adı verilen stadyum yapıldı. İstanbul Vali ve Belediye Başkanı Dr. Lütfi Kırdar zamanında Türkiye’ye davet edilen Fransız mimar ve şehircilik uzmanı Léon Henri Prost tarafından hazırlanan nazım plâna göre bu alan, Cumhuriyet döneminin ilk parkı (millet bahçesi) için ayrıldı. 1940’da gerekli kamulaştırma işlemleri yapıldı. Gezi Parkı bu alanda yapılmıştır. Bugün de 3.7.2005 tarih ve 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 14. maddesine göre ‘ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar’ yapmak veya yaptırmak, belediyelerin görev ve sorumlukları arasındadır.
Yıkılan Taksim Stadı ise, yerini Dolmabahçe’de önce İnönü Stadı olarak inşa edilen, 1950’de Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle adı önce Mithat Paşa, sonra Dolmabahçe Stadı, bir süre önce de futbolla ve bu stadın verildiği spor kulübü ile ilgisi olmayan bir marka reklâmıyla Vodafone Arena olarak değiştirilen stadyuma bıraktı.
Kısacası, Gezi Parkı’nın herhangi bir vakıfla hiçbir ilgisi yoktur. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün, –siyasî iktidarın başkanlık seçimini kaybettiği İstanbul Büyükşehir Belediyesini zor durumda bırakmak, görev ve yetki alanlarını daraltmak için verdiği bir talimatı uygulayarak– Türkiye’de zaten çok az olan parklardan biri ve Cumhuriyet döneminin ilki olan, giderek alanı daraltılan Gezi Parkı’nı amacından uzaklaştıracak, yasa dışı bir devralma işleminden kaçınması gerekir.”
(23.3.2021)