Kurumumuz Üyesi Prof. Dr.Hikmet Sami Türk’ ün yazılı açıklaması :
“Döviz kurlarının Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın politika faizi oranını dün öğleden sonra yüzde 15’ten 14’e indirmesinden sonra, hatta bu konudaki kararın açıklanmasından önce beklentiler doğrultusunda öğleden önce başlayan yükselişi, bu gün de her an değişen fiyatlarla devam etmiştir. Dün malî piyasalarda 15.5142 TL’ye çıkan 1 Dolar bu gün 16.3764 TL’ye, dün 17.5931 TL’ye çıkan 1 Avro bu gün 18.4660 TL’ye, dün 892.4482 TL’ye çıkan 1 gram altın bu gün 949.9010 TL’ye yükselmiştir. İşte Merkez Bankası’nın döviz alım-satımlarındaki ‘sağlıksız fiyat oluşumları nedeniyle’ arz-talep dengesini etkilemek amacıyla son beş ay içinde beşinci kez döviz satışı yoluyla piyasaya müdahale etmesinin amacı, döviz kurlarındaki yükselişi frenlemek, dolayısıyla TL değerindeki düşmeyi önlemektir. Ancak söz konusu yükseliş ve düşme, Merkez Bankası’nın bu süre içinde politika faizini her ay 100 baz puan indirmek suretiyle yüzde 19’dan yüzde 14’e indirmesinden kaynaklanmaktadır.
Şüphesiz Merkez Bankası, başka ülkelerde faiz oranlarının yükseltildiği ya da sabit tutulduğu bir dönemde yaptığı faizi oranı indirimlerinin sonuçlarını önceden tahmin edebilecek konumdadır. Fakat Merkez Bankası Para Politikaları Kurulu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın faiz politikası konusundaki görüşü doğrultusunda hareket etmek zorunluğunu duymaktadır. Önemli olan, Merkez Bankası’nın politika faizi oranları ile ilgili kararlarını 14.1.1970 tarih ve 1211 sayılı Kanun’un 4. maddesinde yer alan ‘Banka, fiyat istikrarını sağlamak için uygulayacağı para politikasını ve kullanacağı para politikası araçlarını kendisi belirler.’ hükmüyle verilen görev ve yetki çerçevesinde bağımsız olarak verebilmesidir. Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun faiz indirimi konusunda sınıra gelindiğini söylemesi, bu konuda ekonominin gerçeklerine ve gereklerine uygun yeni bir yaklaşımın ifadesi olabilir.”
(17.12.2021)