21. Yüzyılda, Cumhuriyet’in 93.yılında yaşadıklarımız,
Demokratik Hukuk Devleti anlayışıyla bağdaştırılamaz
-KHK’lar, Anayasaya aykırı olarak OHAL’in gerekçesi dışına taşmıştır.
-Cumhuriyet Gazetesi operasyonu özgür basının susturulma işlemidir.
-Bülent Tezcan’a yapılan saldırı, ülkeyi kaosa sürüklemek isteyenlerin işine yarar.
Ülkede, hemen her gün, kabul edilemez, karar ve uygulamaların muhatabı oluyoruz.
Gözaltı süresinin bir aya çıkartılması, şüphelilerin avukatlarıyla görüşmelerine getirilen kısıtlamalar, giderek savunma ve adil yargılanma hakkının özünü tahrip eder duruma gelmiştir.
Uygulama; “savunmasız ceza yargılaması mı isteniyor?” Sorusunu akla getirmektedir.
Olağanüstü Hal KHK’larının; olağanüstü hali gerekli kılan konularla ve olağanüstü hal süresiyle sınırlı olması gerekirken, tersine, kalıcı ve OHAL’in gerekçesi ile ilgisiz konularda -TBMM devre dışı bırakılarak- düzenleme yapılmaktadır. Üniversite Rektör adaylarının seçimle belirleme yönteminin kaldırılması bunun bir örneğidir.
Cumhuriyetin ilanının 93. yılında CUMHURİYET GAZETESİ’ne düzenlenen operasyonla basın özgürlüğüne yönelik uygulamaya bir yenisi eklenmiştir.
Yazarları, çizerleri, yöneticileri gözaltına alınarak Cumhuriyet Gazetesi madeten (fiilen) yayınlanamaz hale getirilmiştir.
Ülkenin kaosa sürüklenmesi tehlikesine yol açabilecek bir başka olayda, Anamuhalefet CHP’nin Genel Başkan Yardımcısı ve Aydın Milletvekili BÜLENT TEZCAN’a karanlık güçler tarafından yapılan silahlı saldırıdır.
Bu çirkin olayı kınarken, Sayın TEZCAN’a da geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz. 21.yüzyılda Cumhuriyet’in 93.yılında ülkemiz-halkımız böyle bir tabloyu hak etmiyor. Bu tablo Türkiye’yi, Avrupa Birliği’nden, Avrupa Konseyi’nden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden, çağdaş, demokratik, uygar devlet konseptinden uzaklaştırırken, AHİM’de mahkûm ettirecek sonuçlar doğuracaktır.
Av. Yaşar Çatak
Türk Hukuk Kurumu Başkanı