Ceyhun Atuf Kansu Diyor ki….
Medreseyi dindar olduklarından mı istemektedirler? Hayır! Ümmetlikten çıkıp ulus haline gelmiş bir halkın kendi gücünü, kendi önemin ayırdedeceğinden ve son ortaçağ ve, son ortaçağ artıklarını da temizleyeceğinden korkmaktadırlar. Türkçe ezan yerine Arapça ezanı dindar olduklarından mı istemişlerdir? Hayır ! Arapça ezanda kendi düzenlerinin sesini, perdesini bulmuşlardır da ondan. Gerçek din, gerçek Tanrı sevgisi aracıları atan bir inanç, aracıları ortadan kaldıran bir sevgidir. Cumhuriyet, lâiklik ilkesiyle işte, Tanrısal inancı bu gerçek inancı özüne kavuşturmuştur. Denilebilir ki, dine, tanrıya saygıyı, insanın fizikötesi sorunlara yönelmesi özgürlüğünü -aradan ortaçağ karanlığını ve sömürücüleri çıkarmak isteyerek – asıl Cumhuriyet getirmiştir. İnanç sömürücülerinin, ortaçağ düzeninin sürdürülmesinde çıkarı olanların ve insanın inanç özgürlüğüyle düzenleri bozulanların Cumhuriyete ve onun has temeli lâikliğe düşmanlıkları, dindar olmalarından, Tanrıya inanmalarından gelmektedir: Tanrı yoluyla, yönetim gücündeki toplumu kendi çıkarları yolunda yönetmekteki baş yerlerinin yitirilmesinden gelmektedir. Cumhuriyetin 40 ıncı yılı dolayısıyla Dünya gazetesine bir karikatür vardı. Sakallı, kararmış gözlü, takkeli, şalvarlı, lâtalı ,gerici yobaz: – Gene mi Cumhuriyet? diye kaçıyor, ürkünç gözlerle, 40 yıldır yenemediği, ne zaman baş kaldırsa yumruğunu yediği Cumhuriyet’e düşmanlığını kusuyordu.