Ceyhun Atuf Kansu Diyor ki;
Lâik Cumhuriyet,10 Nisan 1928 tarihinde yasalaşır. Anayasa’nın 2 nci maddesi olan: “Türkiye devletinin dini islâm dinidir”maddesi kaldırılır.Neden ki, çağdaş bir Cumhuriyetin,çağdaş bir devletin ” resmi” bir dini olamaz. Din,devletin yöneldiği bir sorun değildir. Din,insanın bir yönelişidir.Tanrı’ya fizikötesine bir yöneliş! Lâiklik dinin insanla ilgili bu bağı açıklanarak yerine oturtulabilir: Lâiklik, Tanrıya, fizikötesine yönelmede insanı; yurd yönetimine ve dünya sorunlarına yönelmede de devleti özgür bırakmak demektir. Ne ,devlet insanı belli bir dinsel yöneliş için zorlayabilir, ne de insan ya da insan kümeleri devleti dinsel bir anlayışa, dinsel bir baskıya itebilir.
Cumhuriyetin doğuş yıllarında büyük gericilik güçlerini besleyerek gelişen” Terekkiperver Cumhuriyet Fırkası “ilkeleri arasına “Fırka, dinsel düşüncelere ve inançlara saygı duyar” maddesini almıştı. Bu eski bir bayraktı ve din yoluyla devleti, yönetim gücünü ele geçirmek isteyenlerin,yani insanların dinsel duygularını sömürerek kendi çıkarlarını devlet kavramıyla birleştirmek isteyenlerin oyunu idi. Atatürk’ün bu konudaki açıklaması kesin ve pırıl pırıldır: “Fırka, dinsel düşünceler ve inançlara saygı duyar ilkesini bayrak olarak eline alan kişilerden iyiniyet beklenebilir miydi? Bu bayrak, yüzyıllardanberi cahilleri ve bağnazları, boş inançlara tapanları kandıracak özel amaçları sağlamaya kalkışmış olanların taşıdıkları bayrak değil miydi? Türk ulusu, yüzyıllardanberi bitmez,tükenmez,felâketlere, içinden çıkabilmek için büyük fedakârlıklar gerektiren pis bataklıklara, hep bu bayrak gösterilerek itilmemiş miydi?….”