Ana SayfaArşivBasın DuyurularıAtatürk’ün vasiyetnamesinin ...

Atatürk’ün vasiyetnamesinin bozulma girişimi ile ilgili açıklamadır

 

Atatürk’ün vasiyetnamesinin

           bozulma girişimi ile ilgili  

           açıklamadır.

19 09 2018   

 

MİRAS BIRAKAN’IN (ATATÜRK)’ÜN

İRADESİNE AYKIRI OLARAK VASİYETİN BOZULMASI

HUKUKUN ÇİĞNENMESİDİR.

 

         Siyasal ve askerî başarılarının ürünü olan Cumhuriyeti Türk Ulusuna emanet eden Gazi Mustafa Kemal bir yurttaş olarak kişisel malvarlığını da uygun bulduğu yakınlarına bırakmak amacıyla 5 Eylül 1938 tarihli kendi el yazısıyla yazdığı vasiyetnamesini İstanbul 6. Noteri İsmail Kunter’e  teslim edip, tescil ettirmiştir. Vasiyetnamede kişisel gelirlerini hısımlarına kimi sevgi ve saygı duyduğu kişilere bağışlamıştır. Ata vasiyetnamenin 6. maddesinde de malvarlığının önemli bir değeri olan kurucusu olduğu T. İş Bankası A.Ş.’deki  payı düşünsel birliktelikte  olduğu iki Kurum’a (Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu) bırakmayı uygun görmüştür.

         T.Medeni Kanunu’na göre; vasiyetde bulunmak  her özel hukuk bireyinin tüzel hakkıdır. Tümüyle kişisel malvarlığına ilişkin bu hakkı kimse tartışamaz. Nitekim çeşitli dönemlerde kimi mirasçıların bu konudaki itirazları yargı yolundan geçmiş, Yargıtay da düzenlemeyi geçerli sayarak kabul etmiştir. CHP, atanan mirasçı “mansup mirasçı”; T.D.K. ile T.T.K. lehine miras bırakılan “musaleh”tir.

         Gazi Mustafa Kemal Atatürk başkaca malvarlığının yanısıra T.İş Bankası’ndaki kişisel payı kurucusu bulunduğu C.H.P.’ne şu koşulla vasiyet etmiştir; “Her yıl C.H.P. bu geliri yarı yarıya Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’na verecektir.” Özel Hukukta bu yönteme “vasiyeti yerine getirme” denmekte olup tümüyle geçerlidir.       

         Atatürk’ün miras bıraktığı siyasal partiden banka paylarının gelirlerini iki bilim kuruluşuna her yıl dağıtılmasını istemesinde hukuki yanlışlık yoktur. Anayasanın 134.maddesinde de  Ata’nın iki kuruma yaptığı bağışın geçerliği belirtilmiş ve kabul edilmiştir.

         Özel Hukuk, yurttaşların her türlü malvarlığı tasarruflarını düzenler. Atatürk de bir yurttaş olarak hukukun sağladığı bu olanağı kullanmışdır. Atatürk’ün millete bağışladığı başkaca mallarına  (örneğin  Orman Çiftliği) kamu kuruluşlarınca el konmasındaki sakıncalı durum gözönünde bulundurulursa banka kurucusu olarak paylarının getirisini iki bilim kuruluşuna bırakılmasında şaşılacak bir yön bulunmamaktadır.

         Bu olayda asıl düzeltilmesi gereken yanlış, Atatürk’ün miras bıraktığı iki özel hukuk kurumunun (derneğin) yerine 12 Eylül rejimi tarafından aynı adla iki kuruluş yaratıp mirasa konmalarının sağlanmasıdır.1982’denberi, kurulan Yüksek Kuruma bağlı olarak Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu Atatürk’ün vasiyetnamesinde anılan dernekler yerine,  sonradan oluşturulmuş kurumlar olup mirastan pay almaktadır.

         Bir siyasal partinin genel başkanı olan Cumhurbaşkanı siyasi rekabet nedeniyle Atatürk’ün vasiyetnamesi ile ve yargı kararı ile “mirasçı olduğu kabul edilmiş C.H.P.’nin hakkına el koyup yerine seksen yıl önce vasiyetnamenin yapıldığı tarihte var bile olmayan kurumları mirasçı saymak istenmesi hukuka aykırıdır. Yerleşip, kurumlaşmış özel hukuk kuralları emirnameyle değiştirilemez.

 

Türk Hukuk Kurumu

Yönetim Kurulu Başkanı

Av. Yaşar Çatak