Ana SayfaArşivMakalelerATATÜRK'ÜN FENER RUM PATRİKHANESİ HAKKINDA UYARILARI

ATATÜRK’ÜN FENER RUM PATRİKHANESİ HAKKINDA UYARILARI

ATATÜRK’ün FENER RUM PATRİKHANESİ HAKKINDA UYARILARI
Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BA, LLM
Türk Hukuk Kurumu Onur Kurulu Başkanı
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
www.ahmetsaltik.net profsaltik@gmail.com facebook.com/profsaltik X : @profsaltik 14.10.2025


 Atatürk, bu konuya Lozan Konferansı‘na giden Türk kuruluna verdiği yönergeleri anlattığı bölümde
değinmektedir. Temel görüşü, Patrikhane’nin siyasal bir kurum olarak davrandığı ve Türkiye’nin
egemenliği için bir tehdit oluşturduğudur.

Bu nedenle ilk hedef, Patrikhane’nin Türkiye toprakları dışına çıkarılması olmuştur.
(Nutuk, Türk Tarih Kurumu yay., Ankara, 2019 Prof. Dr. Zeynep Korkmaz’ın hazırladığı edisyon, cilt II, s.583–
4)
 SÖYLEV‘de – NUTUK’ta ilgili bölümler Atatürk, Lozan’a giden kurula “Misak-ı Milli” sınırları,
kapitülasyonlar gibi temel konuların yanı sıra Patrikhane konusunda da kesin buyrumlar

(talimatlar) verdiğini belirtir.
Patrikhane’nin Türkiye Dışına Çıkarılması Talimatı

 Atatürk, Patrikhane’yi siyasal bir “fesat ocağı” olarak tanımlar
ve yeni kurulan devletin topraklarında kalmasının olanaksız olduğunu net bir biçimde açıklar:

 “…İkinci olarak, memlekette kalması, yapılan (Lozan) barış antlaşması hükümlerine aykırı olan
Rum Patrikhanesi’ nin sınır dışına çıkarılması gereğini de bir madde olarak ekledik.

 Bilindiği gibi, bu Patrikhane, savaş sırasında aleyhimize çalışan, ihanetleri görülen
bir fesat ocağı durumunda idi.

Memleketimizde oturan Hıristiyan halkın huzur ve refahı için de zararlı olan bu kuruluşun,
artık topraklarımız üzerinde kalmasına izin veremezdik.” (SÖYLEV, syf. 583)

***
Bu sözler, Atatürk‘ün Patrikhane’yi salt dinsel bir kurum olarak değil, aynı zamanda
 Türkiye’nin ulusal birliğine ve güvenliğine zarar veren siyasal bir merkez
olarak gördüğünü açıkça ortaya koymaktadır.

  Lozan’daki Görüşmeler (Müzakereler) ve Sonuç
 Atatürk, Lozan’daki görüşmeler (müzakereler) sırasında müttefik devletlerin Patrikhane’nin
İstanbul’da kalması için çok direndiğini anlatır. Uzun tartışmalar sonucunda bir uzlaşmaya varıldığını
ve bu uzlaşmanın temel koşulunu şöyle açıklar:

 “Patrikhane konusundaki görüşmeler uzun sürdü.

Düşmanlar, bu ruhani kurumun İstanbul’da kalması için çok ısrar ettiler.
Bizim de bu konudaki kesin isteğimiz biliniyordu. Sonunda, İtilâf Devletleri temsilcileri,
 Patrikhane’nin gelecekte siyasi ve idari hiçbir işe karışmaması ve yalnızca din işleriyle
uğraşması şartıyla
İstanbul’da kalmasını teklif ettiler. Hükümetimiz bu teklifi kabul etti.”

***
Özetle Atatürk‘ün NUTUK‘ta anlatımına göre:

 1. İlk Hedef: Patrikhane’nin “fesat ocağı” olarak görülmesi ve
Türkiye toprakları dışına tümüyle çıkarılmasıydı.

 2. Gerekçe: Kurumun, özellikle Kurtuluş Savaşı sırasında Türkiye aleyhine siyasal faaliyetler
yürütmesi ve ihanet içinde olmasıydı.

 3. Sonuç (uzlaşma): Lozan’daki yoğun diplomatik baskılar sonucu, Patrikhane’nin
tüm siyasal ve yönetsel yetkilerinden arındırılarak salt din kurumu olarak kalması
ve Türkiye Cumhuriyeti yasalarına bağlı olması koşuluyla

İstanbul’da kalmasına izin verilmiştir.

Bu karar, yeni Türk devletinin egemenliğini koruma ve iç işlerine karışacak
dış bağlantılı siyasal bir odağı etkisiz kılma amacını taşımaktadır.
***
Heybeliada Ruhban Okulu (HRO) konusu
Okul, 1971’de Anayasa Mahkemesi’nin Türkiye’deki tüm özel yükseköğretim kurumlarının
devlet üniversitelerine bağlanması ya da kapanması kararıyla kapatılmıştır. Bu karar, doğrudan
Ruhban Okulu’nu hedef alan bir işlem olmayıp, o dönemdeki tüm özel yüksekokulları kapsayan
genel bir düzenlemenin sonucudur.

Ruhban Okulu’nun açılması ve Patrikliğin Ekümeniklik istemi ayrı olgulardır.
İki konu hukuksal ve siyasal olarak tümden ayrıdır. HRO’nun açılması, Türkiye’nin iç hukuk
sorunudur. Yükseköğretim mevzuatında düzenlemeyle çözülebilecek teknik-yasal bir konudur.
Patrikhane’ye Ekümeniklik tanınması ise, Türkiye’nin egemenlik haklarını, Lozan dengelerini ve
uluslararası ilişkilerini doğrudan ilgilendiren temel bir dış politika ve devlet egemenliği konusudur.
İki konunun paket olarak sunulması, ekümeniklik gibi kabulü olanaksız bir istemin,
Ruhban Okulu gibi çözülebilir bir sorunun ardına gizlenmesi kurnazlığıdır.
***
Günümüzde, ulusun ve ülkemizin yaşamsal hukuksal haklarını korumak başta iktidar olmak üzere
TBMM ve ilgili kurumların başat görevidir. İç ve dış politikada -değişik nedenlerle- zorlanan
günümüz AKP = RTE iktidarı ve başta MHP, Cumhur İttifakı üyeleri ağır bir tarihsel sorumlulukla
yüz yüzedir. Tüm süreçler kamuoyu önünde açıklıkla yürütülmeli ve neredeyse yüz yıl öncesine
tarihlenen, Mustafa Kemal Paşa’nın SÖYLEV’inde altını çizdiği uyarılara mutlaka bağlı kalınmalıdır.
***
 Not : “Fener Rum Patrikhanesi neden Ekümenik olamaz?!”
başlıklı, Cumhuriyet Gazetesi makalemize de bakılması dileğiyle (09 Ekim 2025.

Ahmet Saltık yazdı : Fener Rum Patrikhanesi neden ekümenik olamaz?! | Cumhuriyet
FENER RUM PATRİKHANESİ NEDEN EKÜMENİK OLAMAZ?! – Türk Hukuk Kurumu
Fener Rum Patrikhanesi neden Ekümenik olamaz?! | Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BA, LLM

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.