Kurumumuz Üyesi Prof Dr. Hikmet Sami Türk’ün yazılı açıklaması :
“Atatürk Hava Limanını dev bir millet bahçesine dönüştürmek, İstanbul Kanalı gibi Cumhurbaşkanın Erdoğan’ın gerçekleştirmek istediği projelerden biridir. Ancak Atatürk Hava Limanı kapatılarak daha büyük bir hava limanı olarak henüz özel bir ad verilmeyen İstanbul Hava Limanı’nın açılmasıyla Anadolu yakasındaki Sabiha Gökçen Hava Limanı ile birlikte önümüzdeki yıllarda İstanbul’un hava limanı gereksinmesini tam olarak karşılayabilecek bir kapasiteye ulaşılmış değildir.
Son tahminlere göre 83.614.362 olan Türkiye nüfusunun 15.634.257’si, başka bir deyişle, % 18.70’i İstanbul’da yaşamaktadır. Arkada bıraktığımız bir buçuk yıl içinde Koronavirüs (Covid – 19) salgını, belirli bir ölçüde büyük şehirlerden kaçışa yol açmış olsa da; önümüzdeki yıllarda gerek Türkiye, gerek İstanbul nüfusunun daha da artacağı kesindir.
Öte yandan İstanbul, Türkiye’nin beş kıta üzerindeki birçok ülke ile hava yoluyla bağlantıları olan bir mega kenttir. Ayrıca bu bağlantıları Trakya ve Marmara bölgesindeki diğer şehirlerle birlikte düşünmek gerekir. Bu bağlantılar da dikkate alındığında çok uzak olmayan bir gelecekte İstanbul’da üçüncü bir hava limanı gereksinmesinin ortaya çıkacağı anlaşılır. İstanbul Boğazı’nı yeterli görmediği için Kanal açmak isteyen mantığın İstanbul için üçüncü bir hava limanı gereksinmesini kolaylıkla kabul etmesi gerekir.
Atatürk Hava Limanı’nın millet bahçesine dönüştürülmesi yanlış bir karardır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kısa bir süre önce yaptığı Afrika gezisine Atatürk Hava Limanı’ndan çıkması, hâlen kullanılabilir durumda olduğunu göstermektedir. Böyle bir hava limanını park yapmak için makul bir gerekçe yoktur. Bir hava limanının yıkılarak parka dönüştürüldüğü dünyanın başka hiçbir ülkesinde görülmemiştir. Atatürk Hava Limanı, kapatıldıktan sonra yapılan tahribat onarılmak suretiyle bütün dünyada bilinen adıyla yeniden işletmeye açılmalıdır.
Düşünülen millet bahçesi ya da park ise, İstanbul’un daha merkezî bir semtinde açılabilir. Türk şehirciliğinin en zayıf olduğu konu, park ve meydan kültürünün yeterince gelişmemiş olmasıdır. Bu bakımdan İstanbul’un sadece bir yerinde değil, çeşitli semtlerinde parklar yapılmalıdır. Parklar, kentlerin solunum organlarıdır. O nedenle şehir içinde çevredeki insanların açık havada gezmek, oturmak ve dinlenmek, çocukların oynamak için kolayca gidebileceği yürüyüş mesafesinde olmalıdırlar. Atatürk Hava Limanı’nda yapılacak millet bahçesi ise bu özelliği taşımamaktadır.
Kısacası Atatürk Hava Limanı, yine hava limanı olarak kalmalı; buna karşılık İstanbul’un bir çok semtinde millet bahçeleri yapılmalı; aynı uygulama bütün Türkiye’de yaygınlaştırılmalıdır. Doğru olan budur.”
(29.10.2021)