Halkoylamasına sayılı günler kala, gündeme taşınan, Anayasa değişikliğinin 9. ve 11. maddeleri ile yürürlükteki Anayasanın 105 ve 116.maddelerinde öngörülen düzenlemeler tartışmaya yer bırakmayacak kadar açıktır.
Anayasanın 105.maddesinin dördüncü fıkrası “Hakkında soruşturma açılmasına karar verilen Cumhurbaşkanı, seçim kararı alamaz.”
Anayasanın 116.maddesinin ikinci fıkrası da “Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
a) Bu maddelerden “Cumhurbaşkanının, TBMM’ni seçime götürme yetkisinin olduğu” dışında bir anlam çıkartma olanağı yoktur.
b) Cumhurbaşkanının seçime götürme yetkisinin, bir fesih olmadığı yorumu da yerinde değildir. Seçim kararı almak mevcudu ortadan kaldırmak demektir. Bu işlem “fesih” değilse, o zaman mevcut meclise dokunmadan, onu koruyarak, yanına bir başka (ikinci) meclisin seçilmesini sağlamak söz konusu olacaktır.
c) Cumhurbaşkanının TBMM seçimini yenilemesi durumunda kendi seçiminin de yapılacak olması, MECLİSİN FESHİ gerçeğini ortadan kaldırmaz.
Anayasa değişikliğiyle, Başbakan yetkileri Cumhurbaşkanına verilmektedir. Mevcut Anayasa’da TBMM seçimi yenilendiğinde görevdeki Başbakan da seçime gitmektedir.
Yeni düzenlemeyle, Başbakan hak ve yetkilerine sahip olan Cumhurbaşkanının aldığı seçim kararıyla Meclisle beraber kendisinin de seçime gidecek olması, bir özveri ya da lütuf olarak da sunulmamalıdır.
Öte yandan;
Getirilen değişiklikle, yasa yapma ve denetim yetkisi ciddi şekilde zayıflatılan ve Cumhurbaşkanı ile eşzamanlı olarak seçimi yapılan Meclisin, 3/5 çoğunluğu bularak seçim yenileme kararı alması uygulamada gerçekleşecek bir durum değildir.
Sonuçta; TBMM’ni feshedip seçimleri yenileyebilecek tek güç, Cumhurbaşkanı iradesi olacaktır.
Av. Yaşar Çatak
Türk Hukuk Kurumu Başkanı