Ana SayfaArşivBasın DuyurularıAKP VE MHP MİLLETVEKİLLERİNİN İMZASI İLE TBMM SUNULAN 1136 SAYILI AVUKATLIK...

AKP VE MHP MİLLETVEKİLLERİNİN İMZASI İLE TBMM SUNULAN 1136 SAYILI AVUKATLIK KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

02.07.2020

                                                                                                                                                                                                                            Türk Hukuk Kurumu                                                                                                                                                                                                                                 Önceki Başkanı 

     Av. Tuncay Alemdaroğlu

 

 

 

 

Teklifin bir sayfalık genel gerekçesinde ve  madde gerekçelerinde 1136 sayılı Avukatlık kanunda değişiklik yapılmasına dört  neden gösterilmektedir.

 

Birincisi avukatın mahkemelere TBB belirlediği kılıkla çıkma zorunlululuğu keyfilik olarak niteledirilip, bu keyfiliğin önlenmesi için avukatın duruşmalara sadece cübeyle çıkmak zorunda olduğu yönünde hüküm getirlemkte olduğu, ,

 

İkincisi, avukatlık meslegine yeni başlayan avukatın ekonomik durumuna katı bağlamında baro aidatının ilk beş yıl  ½ oranında ödemesi  çin bu teklifin sunulduğu, 

 

Üçüncü neden olarak  “avukat sayısı fazla olan barolarda baro hizmetlerinin daha sağlıklı yürütülmesi amacıyla, aynı İl’e birden fazla  baro kurulabilmesi imkanı getirildiği” ,

 

Dördümcü neden olarak da ; Baroların, Baraolar Birliği Genel Kurulunda temsili daha etkin hale getirmek için baroların TBB genek kuruluna göndereceği delege sayılarınında değişiklik yapıldığı ifade edilmektedri.

 

Teklif 27 madde olup, dört maddesi yukarıda belirtildiği gibi değişiklik getirmekte diğer 23 maddesi  bu değişiklikle 1136  sayılı yasanın diğer maddelerinin  bu değişiklikle uyumlu hale getirilmesi için uyum maddeleridir.

 

Yapılması istenilen bu dört değişikliğe yakından bakıldığında ;

 

I-1136 S. Av.K.’nun 49. Maddesinne göre;  avukatların mahkemelere TBB belirleyeceği kılıkla çıkma zorunluluğu  bulunmaktadır. Yasanın bu hükmüne dayanılarak da  TBB’nin 8.0cak 1971  tarihindeki IV Genel Kurulunda kabul edilen Meslek Kurallarının 20. Maddesi ile ; stajer ve avukatların “ mesleğe yakışır bir kılık ve kıyafetle başları açık olarak mahkemelerde görev yaparlar “ hükmü getirilmiştir. .

 

Meslek kurallarının 20.maddesindeki bu hüküm uyarınca AKP hükümet oluncaya kadar avukat ve satajyerlerin mahkemelerde  başı açık  görev yapmaları barolar tarafından da ciddi olarak izlenmiştir. Avkatların başları kapalı olarak (türban, şapka , fes v.s ) mahkemelerde görev yapmalarına izin verilmemiştir. Aksi yönde davrananlar hakkında da barolar disiplin işlemi yapmıştır. Hatırlanacağı üzere türbanlı avukatlık yapılmasına izin vermediği için Gümüşhane baro Başkanı Ali Günday 1995 yılında katledildi. (Işıklar içinde yatsın )

 

Teklifin 7.maddesi ile , Av.K’nun 49.maddesi değiştirilip, TBB sadece avukatın giyeceği cübbenin şeklini belirleyeceği, onun dışında avukatın kılık kıyafetine karışamayacağı hükmü getririlmektedir. Bu da bireysel kıyafet özgürlüğü adına yapılmaktadır. Böylece zaten  AKP iktidarı ile 2002 yılından beri fiilen uygulanmayan Meslek Kurallarının 20.maddesi, türbanla duruşmaya çıkan yargıç ve savcının olduğu mahkemelerde avukatlarında türbanlı olarak görev yapmalarına yasal gerekçe getirilmektedir.

 

 

II-1136 sayılı Av.K’nun 65 maddesi ile her avukarın  Baro genel Kurulunca belirlenen baro kesenegi olarak ifade edilen baro aidatını ödeme yükümlüğü bulunmaktadır.  Teklifin 11 maddesi ile memlege  başlayan avukatın ilk beş yıl baro keseneginin yarısını ödemesi öngörülmektedir.

 

Avukat sayısı fazla olan barolar genel kurullarında yıllık baro kesenek miktarını belirlerken zatan yeni başlayan genç meslektaşları için farklı kesenek miktarı belirlemektedriler. Örnegin Ankara Barosu 2018 yılı genel kurulunda baro kesenegi 560-TL olarak belirlenirken, bir yıllık avukat için 220-TL iki yıllık avukat için 400-TL, üç yıllık avukat içinde 460-TL olarak belirlenmiştir.

 

Bu bakımdan  barolar mali durumlarına göre yeni mesleğe başlayan avukatların baro keseneğine indirim yapmaktadırlar. Bu yönü ile bu değişiklik  teklifinin uygulamada  bir yenilik getirmesi söz konusu olmayatacaktyır. Belki avukat sayısı az olan barolarda mali açıdan sıkıntı yaratacaktır.

 

 

III-Teklifin 14. Maddesi ile 1136 sayılı Av.K’nun 77 maddesi değiştirilerek beşbin den fazal üyesi olan barolarda ikibin üyenin biraraya gelerek ayrı bir baro kurmalrına olnak vermektedir. Buna gerekçe olarak teklifte ““avukat sayısı fazla olan barolarda baro hizmetlerinin daha sağlıklı yürütülmesi amacıyla, aynı İl’e  birden fazla  baro kurulabilmesi imkanı getirildiğinin  ” gösterilmesinin hiçbir inandırıcı ve tutarlı bir tarafı yoktur. Madde gerekçesinde başkaca hiçbir açıklama bulunmamakadır.

 

Baroların kuruluşu görev ve yetkileri 1136 Sayılı Av.K’nun 76 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu maddelere göre  baroların  hizmetleri, görev ve yetkileri  üç ana başlıkta   toplanmaktadır. 

 

1- Baroların   avukatlara yönelik hizmet ve görevleri :

 

a-) Baroların üyelerine karşı olan görev ve hizmetlerini yerine getirmediğine dair teklifin genel gerekçeinde ve madde gerekçesinde somut bir tespit bulunmamaktadır. Barolar avukat sayısının beşbinden  fazla olması nedeniyle, avukatlara karşı olan hangi görev hizmetlerini yerine getirmemiştir. Bu konnuda teklif gerekçesinde hiçbir açıklama bulunmamaktadır.  Televizyon proğramlarında avukatlar hakkında soruşturma disiplin kovuşturması  dosyalarının barolar tarafından sonuçlandırılmadığı zaman zaman ifade edilmiştir. Hemen belirtelimli, avukat hakkında soruşturma dosyalarının %90 aynı zamanda C.Savcılık soruşturması ve ceza davası kovuşturmasına da konudur. Bu itibarla Baro yönetimi ya da Disiplin kurulunun  avukat hakkındaki soruşturma veya kovuşturma dosyasını karara bağlaması  C.Savcılık ve Ceza mahkemesi kararının sonucuna bağlıdır. Bu nedenle barolar da avukatlar hakkındaki soruşturma ve kovuşturma dosyaları C.Savcılığı ve Ceza mahkemesi kararlarının kesinleşmesini beklemektedir. Gecikme oluyorsa nedeni C.Savcılığı ev Ceza davalarının sonuçlanmamış olmasıdır. Ceza yargılamasındaki gecikmeyi baroların üzerine yıkarak baroların avukat sayılarındaki fazlalalık nedeniyle bu kounda görevini yapamadığını iddia etmek konuyu bilmemekten ileri gelmiyorsa bühtandır. 

 

b-) Baroların avukatlara yönelik diğer hizmet ve görevi bağlamında, duruşmalara zamanında girilmesi, kalem işlerinde kolaylık sağlanması, yargılamanın yapıldığı fiziki ortamların sağlığa uygun olması, makul sürede davaların sonçlanması  ve buna benzer tüm konular Adalet bakanlığının, görevli adli personel, savcı ve yargıçların  görev ve yetki alanında kalan konulardır. Barolar bu konularda sürekli yakınan taraf olmuştur. Bu yakınmalarıda siyasi iktidarı rahatsız etmektedir.  Avukat Yargıtay ev Danıştay da avukat daire kalemlerine gidip dosyasını soramıyor, Yüksek yargıçlar avukatla görüşmüyor. Avukatlar bu durumdan yakınıyor. Barolar bunu dile getirip eleştiriyor. Bu sorunun çözümü barolarınmı, Adalet bakanlığının mı, yada ilgili yüksek mahkemelerinmi  yetki ve görev alanında

 

Adliyelerin fiziki koşuluna örnek olarak Başkent Ankara’da  balgat daki ticaret mahkemelerinin olduğu,söğütözünde icra mahkeme ve dairelerinin olduğu  ve yıldırım bayazıt da hukuk mahkemelerinin olduğu binaların adliye olarak kullanılmasının burada görevli hakim,savcı, avukat ve adliye çalışanlarınının  sağlığına aykırı olduğu kaç kez ifade edilmiştir. Ankara’da ki avukatların en büyük yakınması budur. Bu sorunu çözmek baronun mu, yoksa Adalet bakanının mı görevidir.

 

c-) Avukatların iş olanaklarının artırılması tüm avukatların ortak yakınmasıdır. Bunun çözümüde  baro sayısını artırmak olmayıp, avukatın görev alanının genişletilmesi, avukatın görev alanına başka disiplinlerin girmesine izin vermemek olamalıdır. Birde avukat olmak için yargıçlık savcılık gibi sınav koşulu gerirmek olmalıdır. Ne varki avukat olmak için için sınav koşulunun   2006  da kaldıran AKP  avukat sayılarının beşbinden fazla olması nedeniyle baroların avukatlara karşı görevini yapamadığı gerekçesiyle çoklu baro sistemi getririyor.

 

2. Baroların Yargıya karşı görevleri:

Bu görevlerin başına CMK dan kaynaklanan zanlının kolluk aşamasından başlayarak yargılama süresince baroca avukat görevlendirilmesi. Bu görevide barolar noksansız yerine getiriyor. Adalet Bakalığının, C.Savcılarının ve mahkemelerin yasaya aykırı uygulamaları nedeniyle, bunları protesto etme bağlamında bu hizmetlerin zaman zaman yavaşlatıldığı olmuştur. Ancak bunun avukat sayısının çokluğu ile hiçbir bağlantısı bulunmamaktadır.

 

Hukuk davalarında; ekonomik durumu avukat tutmaya müsait olmayan yurttaşlara da Adli Yardım bürosu tarafından avukat görevlendirilmekte ve bu  hizmetlerde hiçbir aksama olmadan eksiksiz yürütülmektedir.

 

Tüketici hakem heyetleri ve benzer kurumlarda avukat bulundurulması görevleri de yerine getirilmekte bu görevlerde de bir aksama kesinlikle olmamaktadır. 

 

Bu görevlerin yerine getirilmesi ile  ilgili hiçbir yakınma da şimdiye kadar olmamıştır. Ayrıca baroda avukat sayısındaki fazla olması bu görevlerin yerine getirilmesine olumlu katkı sağlar. Diğer tafatan avukatların iş olanakları, ülkenin sosyal ve ekonomik yapısına bağlı olarak o denli azaldıki, avukatlar bu görevleri barolardan talep edip, istiyerek gidiyorlar.  Kaldıki baroda avukat sayısının fazla olması bu görevlerin ifasına   olumlu yansır.

 

 

3. Baroların topluma ve ulusa karşı görevleri :

 

1136 sayılı yasanın 76. Maddesi barolara“  hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak “ görevi yüklemiştir. Barolara yüklenen bu görevdir asıl siyasi iktidarları rahatsız eden farklı arayışlara yönelten. İnsan haklarının ve hukukun gözardı edildiğinde sesi yükselen ve bunun kavgasını veren barolardır. Yurttaşın adil yargılanma hakkı ihlal edildiğinde, çocukların ve kadınların maruz kaldığı haksızlık ve tecavüzlerine karşı duran, bunların davalarını takip eden barolardır. İşkenceyi kollugun yasa dışı eylem işlemlerini gündeme gtirip karşı duran barolardır  Özellikle de avukat sayısı on binleri bulan baroların bu konularda itiraz ve seslerinden  siyasi iktidar rahatsız oluyordu.  Nitekim bu teklifin gündeme gelmesi, Diyanet İşleri Başnakının Cuma hutbesindeki hukuka ve Anayasaya aykırı fetvasına karşı Ankara Barosunun karşı çıkışından sonra olması bir tesdüf değildir.

 

3. Çoklu baro bir ihtiyaç olmayıp baroları, avukatları bölüp parçalama amacına yönelik siyasi bir tercihtir. Siyasi iktidar hukuk ve Anayasa dışı uygulamalarına alkış tutacak baro arayışındadır. Bunu bulamayacaktır. Ancak bu teklif yaslaşırsa çok büyük sorunlar yaratacaktır. Avukatlar mesup oldukları baroların ve bu baroların  topluma yansıttıkları kimliklerle anılacaktır. Yargıya olan güvenin kan kabettiğ bu dönemde çokluk baro sistemi ile yargıda büyük yara alacaktır. Mahkeme kararından mutlu olmayan herkes sonucu avukatının baro mensubiyetine bağlayacaktır.  Avukatlar hak etmedikleri etiketlenmelere muhattap olacaktır. Bunları yanı sıra bunlardan  daha da önemlisi çokluk baro devletin, ülkesiyle, milletiyle bölünmez  birlik ve bütünlüğünün altına konulan dinamit olacaktır. AKP’nin kendisi gibi düşünmeyenleri itham ettiği vatana ihanet işte tanm da bu çoklu baro isteğidir. 

 

IV-  Baroların TBB Genel Kuruluna gönderdiği delge sesçim sistemi değiştirilmektedir. Yürürlükteki hükme göre her baro başkanı TBB genel kurulunun tabi üyesidir. Ayrıca her Baro üye sayısına bakılmaksızn iki üye ile TBB genel kurulunda temsil edilir. Ayrıca yüzden fazla üyesi olan her baroda her üçyüz üye için TBB Genel Kurulu için bir delege baro genel kurullarınca seçilmektedir. Bunun sonucu avukat sayısı on binleri bulan baroların TBB Genel Kurul delege sayıları fazla olmaktadır.

 

 Teklifin 17. Maddesi ile 1136 sayılı Av.K’nun 114. Maddesi değiştirilmektedir. TBB genel Kurulunda her baronun başkan dahil dört delege ile temsilini, ayrıca baronun her beşbin üyesi içince bir delege belirlemesi önerilmektedri.

 

Teklif iki bin avukata ayrı baro kurdurup dört delege ile TBB genel kurulkunda temsil hakkı verirken , üyes sayısı beşbin üstünde olan barolara her beşbin üye için bir delegelik vermektedir.

 

Örneklersek; ikibin üye ile baro kurup TBB Genel Kuruluna dört delege göndermek mümkün olduğundan  0nbirbin avukat beş ayrı baro kurup TBB genel kuruluna (5×4=) yirmi delege gönderecek, ayrı baro kurmayı içine sindiremeyen onbirbin avukatlı bir boro ise (4+2=) altı delege ile TBB Genel Kurulunda temsil edilecektir. Bunun adil ve hakca olduğu nasıl savunulur anlamak mümkün değldir.

 

Bu teklifin amacı İstanbul, Ankara,İzmir ve üyes sayısı ikibin ve  üstünde olan baroların TBB Genel Kurulunda delege sayılarını azaltmaktır.

 

TBB Genel Kuruluna bağlantılı bir değişiklikte, TBB’ni olagan üstü genel kurula götürme koşulları değiştirilmektedir. Teklifin 18. Maddesi ile Av.K’nun  115. Maddesinde değişiklik yapılarak TBB olaganüstü genel kurula götürmek için on baro yönetim kurulu kararı yeterli iken bu yirbeş baro yönetim kurulu kararına çıkarılmıştır. Daha da öenmlisi olagaüstü genel kurulda  birlik başkanı ve organ seçimi yapılamayacaığ hükmü getirilmiş olmasıdır.

 

Son gelişmeler hatırlandığında; on baro TBB ni olağanüstü genel kurula gitemsi ve TBB organlarının yeniden seçimi için karar almıştı. TBB yönetimi baroların kararını uygulamadı. Barolar dava açtı idare mahkemesi TBB kararını kaldırıp genel kurula gidilmesi kararını verdi. TBB bu kararı istinafa götürdü ve istinaf kararın uygulamasını durdurdu. İstinafın YD kararı olmasaydı TBB olaganüstü gene kurulu yapılmış ve  yönetimi değişmiş olacaktı. Olaganüstü genel kurulda seçim yapılamayacağına dair hükmün özel olarak sadece TBB için getirilmiş olması ayrı bir üzerinde durulması gereken konudur. Baroların olaganüstü genel kurullarında seçim yapuılabilecekken, TBB olağanüstü genel kurullarında seçim yapılmasının yasaklanması hangi amaca yöneliktir.

 

TBB delege sayısına ve olağanüstü genel kurula yönelik değişiklik göz önünde bulundurulduğunda; bu teklifin müellifinin kim olduğu da anlaşılmaktadır.

 

Görünen o ki bu teklif kanunlaşacak. Ancak her yönüyle demokrasiye, hukuka anayasaya aykırı bu çoklu baro modeline avukatların itibar etmemeleri en büyük beklentimdir.

 

 

Av.Tuncay Alemdaroğlu