Ana SayfaArşivMakalelerYALNIZ MERKEZÎ İDARE DEĞİL, BELEDİYELER DEGÖREVLİ VE YETKİLİ Prof. Dr. Türk:

YALNIZ MERKEZÎ İDARE DEĞİL, BELEDİYELER DEGÖREVLİ VE YETKİLİ Prof. Dr. Türk:

 

 

 

“Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İçişleri Bakanı Soylu’nun koronavirüse karşı mücadele sürecinde dayanışma kampanyaları düzenleyen CHP’li büyükşehir belediyelerini dışlamaları, vatandaşlarca gönüllü bağışlarda bulunulan banka hesaplarının bloke ettirilerek engellenmesi, merkezî hükümet ve yerel yönetimlerin bütün olanaklarının işbirliği içinde seferber edilmesini gerektiren bu mücadeleyi zayıflatacak,  tarafsızlık ilkesi ile bağdaşmayan, partizanlıktan başka bir açıklaması olmayan bir tutumdur. Koronavirüse karşı bir ölüm kalım savaşı niteliği taşıyan mücadeleye zarar verecek bu uygulamanın en kısa zamanda sona erdirilmesi gerekir.”

Ankara, İstanbul, İzmir ve diğer CHP’li büyükşehir belediyelerinin koronavirüs salgını önlemlerinin yarattığı ekonomik güçlüklere karşı başlattıkları dayanışma kampanyaları çerçevesinde açtırdıkları banka hesaplarının İçişleri Bakanlığı’nca bloke ettirilmesi, Bakan Süleyman Soylu tarafından “başka bir devlet, yeni bir hükümet oluşturma” gerekçesiyle açıklandı. Bu uygulamayı destekleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, “Belediyeler, devlet içinde devlet olmaya çalışmamalıdır. Bu kampanyalar, sadece Cumhurbaşkanlığı makamının açıkladığı birimler tarafından yürütülmektedir.” dedi. Bu konuda eski Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, yazılı bir açıklama yaptı:

“Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 123. maddesinin II. fıkrasında belirtildiği gibi; ülkemizde devlet yönetimi, ‘merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır.’ 126. maddede ‘Merkezî  idare’, 127. maddede  ‘Mahallî idareler’  düzenlenmiştir. 127. maddenin I. fıkrasına  göre “Mahallî idareler; il,  belediye veya köy halkının mahallî müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere  kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar organları, gene kanunda gösterilen, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzelkişileridir.”

Devletin yerinden yönetim ilkesine dayalı birimleri arasında önem itibariyle ilk sırada yer alan belediye ve büyükşehir belediyelerinin  halkın ortak yerel gereksinme-lerinin karşılanması konusundaki görev ve yetkileri yasalarda gösterilmiştir. 3.7.2005 tarih ve 5393 sayılı Belediye  Kanunu’nun ‘Belediyenin görev ve sorumlulukları’ kenar başlıklı 14. maddesi  I. fıkrasının (b) bendi uyarınca belediye, ‘sağlıkla ilgili her türlü tesisi açabilir.’ Aynı Kanun’un ‘Belediye başkanının görev ve yetkileri’ kenar başlıklı 38. maddesinin (m) bendi, bunlardan birini ‘Belde halkının huzur, esenlik, sağlık ve mutluluğu için gereken önlemleri almak’  olarak göstermiştir.

10.7.2004 tarih ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi  Kanunu’nun ‘Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin görev ve sorumlulukları’ kenar başlıklı 7. maddesinin (n) bendinde ‘sağlık, eğitim ve kültür hizmetleri için  bina ve tesisler yapmak, …’; (v) bendinde ‘Sağlık merkezleri, hastaneler, gezici sağlık üniteleri ile yetişkinler, yaşlılar, engelliler, kadınlar, gençler ve çocuklara yönelik her türlü sosyal ve kültürel hizmetleri yürütmek  ve geliştirmek …’ vardır. ‘Büyükşehir belediye başkanının görev ve yetkileri’ kenar başlıklı 18. maddenin (d) bendine göre Başkan, ‘Bu Kanunla büyükşehir belediyesine verilen görev ve hizmetlerin etkin ve verimli bir şekilde  uygulanabilmesi için gerekli önlemleri almak’ durumundadır.

Görüldüğü gibi, koronavirüs felâketine karşı mücadelede merkezî hükümet gibi belediyeler ve büyükşehir belediyeleri de görevli ve yetkilidirler. Bu mücadele kapsamında alınan önlemlerden doğan ekonomik mağduriyetlerin giderilmesinde kendi bütçelerinin yeterli olmaması nedeniyle  dayanışma kampanyaları düzenlemeleri de, bu görev ve yetkilerin doğal sonucudur. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 7 aylık maaşını bağışlayarak başlattığı millî dayanışma kampanyasında merkezî yönetim bütçesi bakımından aynı durum söz konusudur.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İçişleri Bakanı Soylu’nun koronavirüse karşı mücadele sürecinde dayanışma kampanyaları düzenleyen CHP’li büyükşehir belediyelerini dışlamaları, vatandaşlarca gönüllü bağışlarda bulunulan banka hesaplarının bloke ettirilerek engellenmesi, merkezî hükümet ve yerel yönetimlerin bütün olanaklarının işbirliği içinde seferber edilmesini gerektiren bu mücadeleyi zayıflatacak,  tarafsızlık ilkesi ile bağdaşmayan, partizanlıktan başka bir açıklaması olmayan bir tutumdur. Koronavirüse karşı bir ölüm kalım savaşı niteliği taşıyan mücadeleye zarar verecek bu uygulamanın en kısa zamanda sona erdirilmesi gerekir.

Aynı işlemlerin benzeri kampanyalar düzenleyen AKP’li Konya ve Gaziantep büyükşehir belediyeleri hakkında uygulanmaması, işin gereği bakımından doğru olmakla birlikte; eşitlik ilkesine aykırı bir tarafgirlik örneğidir.”