Kurumumuz Üyesi Prof Dr. Hikmet Sami Türk’ün yazılı açıklaması :
“Kıbrıs Barış Harekâtı, 11 Şubat 1959’da Zürih’te Türkiye ve Yunanistan arasında, 19 Şubat 1959’da Londra’da, 16 Ağustos 1960’da Lefkoşa’da Türkiye, İngiltere, Yunanistan, Kıbrıs Türk ve Rum Toplumları temsilcileri arasında imzalanan antlaşmalarla kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nde özellikle ‘enosis’ (Yunanistan’la birleşme) amacından vazgeçmeyen EOKA terör örgütünün Türklere karşı 21 Aralık 1963 Kanlı Noel cinayetleriyle başlattığı olayların devamı olarak 15 Temmuz 1974 günü Yunan subaylarının yönetimindeki Ulusal Muhafız Gücünün bir hükümet darbesi yaparak, Cumhurbaşkanı Makarios’u devirmesi ve yerine EOKA’cı Sampson’u getirmesi ve Kıbrıs Elen Cumhuriyeti’nin kurulduğunu ilân etmesi üzerine; Başbakan Bülent Ecevit’in başkanlığındaki CHP-MSP Koalisyon Hükümeti, barışçı bütün yolları denedikten sonra 20 Temmuz 1974 sabahı Garanti Antlaşması’nın verdiği yetkiyi kullanarak tek yanlı askerî müdahalede bulundu. Başbakan Ecevit, ‘Kıbrıs Barış Harekâtı’ adı verilen, havadan indirme ve denizden çıkartma şeklinde yürütülen bu müdahalenin ‘aslında savaş için değil, barış için; yalnız Türkler için değil, Rumlara da barış getirmek için’ yapıldığını belirtti. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin çağrısına uyularak üçüncü gün ateş kesilmesinden sonra; Cenevre’de ilki Türkiye, Yunanistan ve İngiltere arasında üçlü, ikincisi Türk ve Rum toplumlarının katılımıyla genişletilmiş konferans şeklinde yapılan toplantılardan bir sonuç alınamaması ve Rumların Türklere karşı insanlık dışı davranışlarını sürdürmeleri üzerine 14 Ağustos 1974 sabahı ikinci bir askerî harekât yapıldı. Birincisi gibi yine Güvenlik Konseyi’nin ateşkes çağrısına uyularak üçüncü gün durdurulan bu ikinci harekâtla birlikte Ada’nın yaklaşık % 40‘ı kontrol altına alındı. Bugün KKTC’nin üzerinde bulunduğu coğrafî alan, bu topraklardır. Her iki harekâtın gerçekleştirilmesindeki kararlılığı, Ecevit’e halk arasında ‘Kıbrıs Fatihi’ unvanının verilmesine neden olmuştur. Kıbrıs Barış Harekâtı, yakın tarihimizde Türk Silâhlı Kuvvetlerinin gerçekleştirdiği en önemli deniz aşırı askerî harekâttır. Okul kitaplarından o harekâtı gerçekleştiren Hükümetin Başbakanı Bülent Ecevit’in adını çıkarmakla tarih değiştirilemez.
19 Şubat 2001 günü toplanan Millî Güvenlik Kurulu’nda yaşanan olay, daha önce Anayasa Mahkemesi Başkanlığı yapmış olan Cumhurbaşkanı Sezer’in siyasî deneyim eksikliğinden kaynaklanan, hiç olmaması gereken bir olaydır. Ancak bu olayın anlatılacağı yer, ortaöğretim öğrencilerinin ders kitabı değildir. Bu olayın piyasalarda yol açtığı dalgalanmalarla bir ekonomik kriz yaşandığı doğrudur.
Ama o dönemde asıl büyük ekonomik kriz, 17 Ağustos 1999 gecesi merkez üssü Gölcük olmak üzere Kuzey Anadolu fay hattının batı bölümünde meydana gelen ve bütün Marmara bölgesini etkileyen 7.4 şiddetindeki deprem ile üç ay sonra 12 Kasım 1999 gecesi merkez üssü Düzce olmak üzere yine aynı fay hattında meydana gelen 7.2 şiddetindeki artçı depremin yol açtığı insan ve malvarlığı kayıplarıyla gelmiştir. 2010 yılında yayımlanan Meclis Araştırması Raporu’na göre 17 Ağustos 1999 depreminde 18.373 insan hayatını kaybetmiş, 23.781 kişi yaralanmış, 505 kişi sakat kalmış; 285.211 ev, 42.901 işyeri yıkılmış veya hasar görmüştür. 12 Kasım 1999 depreminde ölenlerin sayısı ise 845’tir. Bu durum, Türk sanayiinin merkezi konumundaki Marmara bölgesi için kolay kolay onarılamayan bir yıkım olmuştur.
Başbakan Bülent Ecevit’in başkanlığında 57. Cumhuriyet Hükümeti olarak kurulmuş bulunan DSP-MHP-ANAP Koalisyon Hükümeti, bütün bakanları ve kamu görevlileriyle, Devletin bütün olanaklarıyla bu depremlerin sonuçlarını hafifletmek, vatandaşların maddî ve manevî zararlarını karşılamak, ortaya çıkan sorunları çözmek için seferber oldu. Evsiz kalan insanlar için üç aşamada çadır kentler, 44.107 geçici prefabrik konut kuruldu; 42.587 kalıcı konut inşa edildi. Bölgede 10.680.000 metrekare imar plânı gerçekleştirildi, 216.291 metre yol, 377.569 metre kanalizasyon yapıldı. Depremzedelere Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu’ndan 309 trilyon 319 milyar TL karşılıksız yardım yapıldı.
Başbakan Bülent Ecevit’in başkanlığındaki 57. Hükümet, ekonomik krizden çıkmak ve ekonomiyi yeniden canlandırmak için 2001 yılında bir ekonomik istikrar programını yürürlüğe koydu. Bu program, henüz sonuçları alınmadan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla yapılan 3 Kasım 2002 milletvekili erken genel seçimiyle iktidara gelen AKP Hükümetlerince de devam ettirilmiştir.
Tarihi tam ve doğru olarak anlatmak gerekir. Gençlerin eksik ve yanlış bilgilerle yetiştirilmeleri, ülkemizin geleceğinin de öyle şekillenmesine neden olur. Hiç kimsenin böyle bir kötülüğü yapmaya hakkı yoktur.”