21.04.2019
- 1. İptal davaları, “menfaatleri ihlal edilenler” tarafından açılır.
- 2. Bu menfaat kişisel, meşru ve güncel olmalıdır.
- 3. Bir idari kuruluşun çalışmasına, işleyişine, verimliliğine yönelik önlemler getirmeyi amaçlayan işlemler iç-düzen işlemleridir.
- 4. İdarenin iç-düzen işlemleri hiyerarşi güç ve yetkisinin açıklanması sonucunda ortaya çıkarlar.
- 5. Hiyerarşi gücü, iç düzen işlemlerinin hem kaynağını hem de sınırını oluşturur.
- 6. Bu tür işlemler idareye tanınan takdir yetkisinin somut bir göstergesidir.
- 7. İdarenin iç çalışma düzeni ve yönetimi konusunda yapılan bu tür açıklayıcı işlemlerin dava konusu edilmesi, hizmetlerin işleyişini zedeler.
- 8. Bu tür işlemler ancak üçüncü kişileri etkileyeceği hallerde dava konusu yapılmalıdır.
- 9. Belediye meclis üyelerinin Danıştay içtihadına göre kişisel menfaati sayılan konular arasında iç-düzen işlemleri yoktur.
- 10. Dava konusu işlemle belediye meclisi üyelerinin herhangi bir kişisel hakkı zedelenmemiştir.
- 11. Belediye meclisinin görevleri arasında dava konusu işleme yönelik dava açma yetkisi bulunmamaktadır.
- 12. Davayı açan belediye meclisi üyelerinin hangi meşru amaca ulaşmak için dava açtıkları anlaşılmamaktadır.
- 13. Davanın ehliyet yönünden reddedilmesi gerekmektedir.
- 14. İdari davaya konu edilebilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem bulunmamaktadır.
- 15. Uygulanmakla etkisi tükenecek idari işlemler gerekçe gösterilerek savunma alınmadan verilen yürütmenin durdurulması kararları geçici korumaya yönelik bir karar türüdür.
- 16. Yürütmenin durdurulması kararının verilebilmesi için idari işlemin telafisi güç veya imkansız zarar doğuracak olması ve hukuk aykırı bulunması gerekmektedir.
- 17. Mahkeme bu aşamada sadece telafisi güç ve/veya imkansız zarar şartını arayarak davalı idareden savunma istememiş; hukuka aykırılık şartını incelemeyi ileri bırakmıştır.
- 18. Davanın esasına geçilmesini yukarıda açıkladığımız gerekçelerle doğru bulmamakla birlikte dava konusu işlemin hukuka uygun olduğunu düşünüyoruz.
- 19. Belediye başkanının dava konusu işlemi tesis etmesinde “takdir yetkisi” bulunmaktadır.
- 20. Mahkemenin yürütmenin durdurulması kararında idareden talep ettiği gerekçeler anayasal bir sınır olan hukuka uygunluk denetimiyle bağdaşmamaktadır.
- 21. Mahkemenin 24 saatten daha kısa bir sürede yürütmenin durdurulması talebini kabul etmesi bağımsız ve tarafsız karar verdiği hususunda şüphe uyandırmıştır.
SONUÇ
İstanbul İdare Mahkemesinin vermiş olduğu yürütmenin durdurulması kararı davacının kişisel ve meşru bir menfaatinin bulunmaması, dava konusu işlemin idari konuya olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken işlem olmaması ve de idarenin takdir yetkisi kapsamında tesis edilmiş olması nedeniyle hukuka aykırıdır.
Türk Hukuk Kurumu
Yönetim Kurulu Başkanı
Av. Yaşar ÇATAK