Kurumumuz Üyesi Prof. Dr.Hikmet Sami Türk’ ün yazılı açıklaması :
“Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, 2017 yılında da boşanma konusunda sorulan bazı sorulara cevap olarak bir erkeğin karısının yüzüne karşı ‘boş ol’ diyerek onu boşayabileceği, ayrıca mektup, telefon, mesaj ve internet yoluyla da eşinden boşanabileceği şeklinde bir fetva vermişti. Erkeğin boşama iradesini açıklaması için en modern araçları kullanabilmesi, karısının gıyabında dahi onu boşayabilmesi, bunu açık veya dolaylı bir sözle yapabilmesi suretiyle tek yanlı boşamayı kolaylaştıran bu fetvalar, şeriata dayanarak ve kimi müfessirler kaynak gösterilerek verilmiştir.
1400 yıl öncesinin anlayışını yansıtan, dolayısıyla çağımızın çok gerisinde kalan bu fetvalar, açıkça Anayasa’ya ve Türk Medenî Kanunu’na aykırıdır.
Bir Cumhuriyet kurumu olan ve Anayasa’nın 136. maddesi uyarınca ‘lâiklik ilkesi doğrultusunda’ görev yapması gereken Diyanet İşleri Başkanlığı, bu fetvalarla yürürlükteki hukuka aykırı görüşler açıklamıştır. Başkanlık, 22.6.1965 tarih ve 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’a göre; ‘İslâm dininin inançları, ibadet ve ahlâk esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek üzere; Başbakanlığa’, şimdi Cumhurbaşkanlığına bağlı olarak kurulmuştur (m. 1/I).
Fakat Başkanlığın yapacağı açıklamalar, hiçbir şekilde Anayasa’ya aykırı olamaz. Anayasa’ya göre ‘Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.’ (m. 41/I). Türk Medenî Kanunu’nun medenî nikâhla ilgili temel hükümleri, ‘Türkiye Cumhuriyetinin lâiklik niteliğini koruma amacını güden’ ve ‘Anayasaya aykırı olduğu’ öne sürülemeyen ‘İnkılâp kanunları’ arasında yer alır (m. 174/I.4).
1934’te kadın, erkek her Türkün eşit siyasal haklara kavuşmasından önce, 1926’da Türk Kanunu Medenîsi ile kadınlar ve erkekler eşit insanlar ilân edilmiştir. 1 Ocak 2002 günü yürürlüğe giren yeni Türk Medenî Kanunu ile eşitlik her yönden güçlendirilmiştir. Evlenme gibi boşanma da, her iki konuyu eşler arasında ayrım gözetmeksizin eşitlik temelinde düzenleyen Türk Medenî Kanunu’na tâbidir. Boşanma, ancak Medenî Kanun’da öngörülen nedenlerle ve eşlerden birinin açacağı dava üzerine mahkeme kararıyla olur (m. 161-168, 184). Boşanma, mahkemece sadece evliliğin sona erdirilmesi ile değil, aynı zamanda boşanmadan sonra çocukların velâyeti; eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesi, aile konutu ve ev eşyası ile ilgili kararlar da verilmesini gerektirir (m. 182; 214/2, 225/II, 238, 247/II, 254, 271/II, 277/I).
Uygulanacak hükümler bunlardır; dört kadınla evlenmeye olanak tanıyan, mirasta kadını yarım insan sayan şeriat değil. Hukukî durum böyle olduğu hâlde; Diyanet İşleri Başkanlığı’nın boşanma konusunda kocaya ağzından çıkacak tek bir sözcükle, hatta gıyabında bile,yani kendisi yokken dahi, arkasındankarısını boşama hakkı tanıması, tam bir Anayasa ve yasa tanımazlık örneğidir.”
(14.2.2022)