Ana SayfaArşivMakalelerAVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ’NİN KESİNLEŞMİŞ KARARLARINA UYMAK GEREKİR

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ’NİN KESİNLEŞMİŞ KARARLARINA UYMAK GEREKİR

Kurumumuz Üyesi Prof Dr. Hikmet Sami Türk’ün yazılı açıklaması :  

 

      “10 ülke büyükelçilerinin girişimi, diplomatik bakımdan görev ve yetkileri dışında bir müdahale  niteliği taşımakla birlikte; ortada Türkiye Devletinin  çözmesi gereken bir insan hakları sorunu bulunmaktadır. Osman Kavala, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi kapsamında cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs suçlamasıyla 18 Ekim 2017 günü tutuklanmıştı. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, yeterli kanıt olmadığı gerekçesiyle 18 Şubat 2020 günü  beraatine ve tahliyesine karar vermiştir. Fakat aynı gün İstanbul Gezi Parkı protestolarını örgütlemek ve finanse etmek suçlamasıyla açılan yeni bir dava dolayısıyla tutukluluğunun devamına karar verilmiştir. Bu dava devam etmektedir.

      Kavala’nın her iki davada da bir suç işlemediği için tutuklanmasının bir insan hakkı ihlâli olduğu savunmasıyla serbest bırakılması yolundaki istemlerinden bir sonuç alınamayınca avukatları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmuştur. Mahkeme, bu savunma doğrultusunda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı  insan hakkı ihlâli saptamasıyla Kavala’nın serbest bırakılmasına karar vermiş; Türkiye’nin bu kararın Büyük Daire’ye gönderilmesi isteminin reddiyle karar, 11 Mayıs 2020 günü Sözleşme’nin 44. maddesinin 2/c fıkrası gereğince  kesinleşmiştir.

       Türkiye’nin  başlangıçtan  itibaren  bütün değişiklikleri ve ek protokolleriyle kabul ettiği ve onayladığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 46. maddesi şöyledir:

       ‘1. Yüksek Sözleşmeci Taraflar, taraf oldukları davalarda Mahkeme’nin kesinleşmiş kararlarına uymayı taahhüt ederler

       2. Mahkeme’nin kesinleşmiş kararı, kararın uygulanmasını denetleyecek olan Bakanlar Komitesi’ne gönderilir.’

       Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 4 Eylül 2020  günü ‘tutuklu iş adamı ve insan hakları savunucusu Osman Kavala’nın  derhâl tahliye’ edilmesini istemiştir. Bu istem, aynı yönde çağrıda bulunan 10 ülkenin büyükelçilerinden farklı olarak, görevli ve  yetkili bir organdan gelmektedir. 

      Türkiye, Anayasa’nın 90. maddesinin son fıkrası uyarınca ‘usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası’ bir antlaşma niteliğiyle ‘kanun hükmünde’ olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne göre Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nce verilmiş bir kararın gereğini  yerine getirmek durumundadır. Kavala, en azından denetimli serbestlikten yararlandırılabilir;  hakkında açılmış bulunan dava tutuksuz devam edebilir. Aynı söz,  hakkında Avrupa İnsan Hakları Büyük Dairesi’nce verilmiş tahliye kararı olduğu hâlde, tutukluluğu devam eden HDP eski Eş Genel Başkanı Selâhattin Demirtaş için de söylenebilir.

      Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının gereğini yerine getirmek, Türkiye’ye hiçbir şey kaybettirmez; tersine,   –Anayasa’nın 2. maddesinde yazılı olduğu gibi– ‘insan haklarına saygılı, … demokratik … bir hukuk devleti’ olduğunu göstermek fırsatını verir. Aksi takdirde 47 üyeli Avrupa Konseyi’nde Bakanlar Komitesi’nin önerisiyle Türkiye’nin oy hakkının, hatta üyeliğinin askıya alınması söz konusu olabilir.”

(20.10.2021)