Kurumumuz Üyesi Prof Dr. Hikmet Sami Türk’ün yazılı açıklaması :
“Anayasa’mızın 68. maddesine göre ‘Siyasî partiler, demokratik siyasî hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır.’ Bu konumdaki bir siyasî parti genel başkanının aynı konumdaki rakip bir siyasî parti genel başkanına karşı yapılan bir saldırı girişimi hakkında böyle konuşması, çoğulcu demokrasi anlayışı ile bağdaşmayan bir tutumu yansıtmaktadır. Olay hakkında görevli ve yetkili Cumhuriyet savcısının açacağı soruşturmadan ayrı olarak; herkes tarafından kınanması gereken bir saldırı girişimini onaylayan tehditkâr bir üslûpla ‘Güzel ders. Daha neler olacak, bunlar iyi günler’ demek, Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesinde ‘Tehdit’, 214. maddesinde ‘Suç işlemeye tahrik’, 215. maddesinde ‘Suçu ve suçluyu övme” olarak cezalandırılması öngörülen fiiller bakımından aynı Kanun’un 44. maddesi uyarınca ‘Fikrî içtima’ oluşturur. İşin bu yönü, ceza hukuku kapsamında bir inceleme konusudur.
Ama AKP Genel Başkanı Erdoğan, aynı zamanda Anayasa’mızın 2. maddesinde belirtilen değişmez nitelikleri arasında ‘toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde insan haklarına saygılı, … demokratik, … hukuk devleti’ ilkeleri bulunan Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanıdır. Anayasa’nın 103. maddesi gereğince bu görevini ‘tarafsızlıkla yerine getirmek için’ bütün gücüyle çalışacağına ant içmiştir. Görev ve yetkilerini sıralayan 104. maddenin I ve II. fıkraları uyarınca ‘Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. … Devlet başkanı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasın sağlar’.
Cumhurbaşkanının hangi sıfatla olursa olsun, yapacağı bütün konuşma ve hareketlerde Cumhuriyetin niteliklerine ve kendi konumuna ilişkin Anayasa hükümlerini göz önünde bulundurması, Türkiye’de iktidarıyla, muhalefetiyle çok partili demokratik rejimin sağlıklı işleyişi bakımından büyük önem taşımaktadır.”
(27.5.2021)